"Her şey için iki suret ve şekil vardır: Biri maddiyedir... Diğeri mâkuledir..." devamıyla izah eder misiniz? Burada geçen "Suret-i vehmiye"den maksat nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Her şey için iki suret ve şekil vardır: Biri maddiyedir ki, âdeta bir gömlek gibi, her şeyin vücuduna göre kaderin takdiriyle biçilmiş şu görünen suretlerdir. Diğeri mâkuledir ki, bir şeyin yaşadığı bir ömürde mürur-u zamanla değiştirdiği muhtelif maddî suretlerin içtimâından tasavvur edilen bir suret-i vehmiyedir. Bir ateşin sur’atle tedvirinden hâsıl olan daire-i vehmiye gibi, her şeyin tarih-i hayatını bildiren ve kadere medar olan ve mukadderat-ı eşya denilen şu ikinci suret, makuledir."(1)
İnsanın sûreti ve şekli maddî cihetidir. Mâkule ise insanın doğumundan ölümüne kadar geçirdiği bütün muhtelif maddî sûretlerin hepsinden tasavvur edilen manevî sûrettir. Her insanın şekli, kaderi güzelce gösterdiği gibi, bütün ömründe geçirdiği farklı sûretlerin çok manalı ve intizamlı olması da az bir dikkatle bakıldığında kaderin planını mükemmelen gösterir. Sûret eşyanın mülk ve zahirî kısmı oluyor. İlahî isimlerin tecellileri de melekût ve batınî kısmı oluyor.
İnsan, bir şeyi önce düşünür, planını yapar, sonra da onu fiiliyata ve amele döker. İşte her şeyin plan kısmı mâkulat ve takdirattır; maddî sûreti ve kalıbı ise ameldir yani o takdir edilmiş planın tatbik edilmiş şeklidir. İşte her şeyin Allah’ın ezelî ilmindeki planı mâkuledir. Tabiatçılar her şeyin maddî sûret ve şekline dikkat kesildikleri için, işin mâkule cihetini yani plan ve takdir kısmını görmüyorlar. Bu yüzden de her şeyi ya tabiata ya da tesadüfe havale ediyorlar.
Ayrıca insan maddî sûretlerin içinde yoğrulduğu için, işin mâkule kısmını yani manevî cihetini idrak etmekte zorlanıyor. Mâkule kısmı ona vehmî gibi geliyor. İşin mâkule ciheti, kader ve plan yönü tahkikî bir iman ve kuvvetli bir tefekkürle gayet kolay anlaşılır.
(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Lasiyyemalar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Ateşten murad mürur u zaman ve ya kader programı olabilir mi? Bir mevcudun ömrü boyunca girdiği hallerin, uğradığı değişimlerin ateşin göz açıp kapayana kadar yok etmesi gibi sanki yok olup gitmiş gibi vehmedilmesi diğer bir ifadeyle tabiata, esbaba havale edilmesidir, denilebilir mi? Ya da ateşin süratle tedviriyle işlediği işlerde kaderi okuyamamasına ya da okumak istememesine bahane olabilir mi?