"Hıristiyandan çıkan feylesoflar dinlerine karşı lakayt veya muarız vaziyeti alması ve İslam'dan çıkan hükemaların kısm-ı azamı hikmetlerini esasat-ı İslamiyeye bina etmesi, yine mühim bir farkı gösteriyor." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Rönesans ve reform hareketleri, Avrupalı aydınların kiliseye yapmış oldukları bir başkaldırıdır. Hristiyanlık ile ilim daima çatışma içinde ve rakip olduklarından dolayı, filozoflar ve ilim adamları saflarını daima Hristiyanlığa karşı ilimden ve hikmetten yana koymuşlardır. Avrupa tarihinde giyotinlerin kurulma sebebi, aydın ve filozofların susturulması ve imha edilmesidir.

O dönemlerde Müslümanlar, her yönü ile parlak ve refah içinde idiler. İnsanlık adına terakki ve inkişaflar hep İslam münevverleri tarafından gerçekleştiriliyordu. İslam münevverlerinin hepsi gücünü ve kuvvetini İslam dininden alıyorlardı. Hatta öyle ki, her İslam münevver ve filozofu, eserlerini Kur’an ayetleri ile teyit ve tekit ediyordu. Bu da İslam dininin ne denli ilim ve hikmete kıymet verdiğini gösterir.

Avrupa ise her bakımdan geri kalmış, medeniyetten çok uzak idi. Toplumda Kilisenin bağnaz fikirleri ve dinin dogmatik düşünceleri hâkimdi. Papazların fikirlerine karşı fikir beyan eden ilim adamları derhal idam edilirdi. Kilisenin bu bağnaz hükümranlığı Avrupa insanını yüzlerce yıl karanlık çağlar içinde bırakmıştır. Dünya yuvarlak dediği için idam edilen Galileo, bunun en bariz bir delili ve misalidir.

Âlem-i İslam ise, her konuda zirveye çıkmış idi. Galileo "dünya yuvarlak" dediği için idam edilirken, İslam âlimleri eserlerinde dünyanın yuvarlak olduğunu açıkça ifade ediyorlardı.

İbn-i Sina ve Farabi gibi İslam filozoflarının eserlerine bakıldığında, Üstad Hazretlerinin bu tespitinin ne kadar isabetli olduğu anlaşılır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.176
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...