"Hususi olmayan ve has bir yere bakmayan bir nefiy ispat edilmez." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Ahiretin varlığına ve zaruri olması işaret eden bütün deliller tek tek çürütülmedikçe, inkâr edilemez. Bunun aksini iddia edenlerin ahireti ispat eden delilleri tek tek ıskat etmeleri gerekir.
Âhiretin varlığını bütün peygamberler ve onların yolunda giden bütün âlimler iddia ve ispat etmişlerdir. Bu kâmil zevatın hepsi aynı davayı tasdik ettiklerinden birbirlerine kuvvet verirler. Üstad hazretleri bir tek ağaçta ‘yaprakları, çiçekleri ve meyveleri’ cihetiyle haşre üç ayrı delil olduğunu kaydeder. Kışın kuruyan her ağaç baharda yeniden dirildiğinde haşrin böyle üç delilini yaprakları, çiçekleri ve meyveleri sayısınca haykırır.
Âhireti inkâr eden kimseler, bu iddialarına hiçbir delil getiremedikleri gibi, birbirlerine yardımcı da olamazlar. Üstadımızın beyan ettiği gibi bunlar, inkârlarına farklı sebepler gösterirler. Bu inkâr yolunda kimi ateizmden, kimi evrimcilikten, kimi materyalizmden, kimi tabiatperestlikten, kimi istib’addan (aklına sığıştıramamaktan) hareket eder.
Ayrıca nehy değil nefydir. Nefy ise hakikati olmayan bir şey demektir. Dünyada en zor şey, olmayan bir şeyin ispat edilmesidir. Var olan bir şeyin ispatı, bir iki emaresini göstermekle mümkündür. Ama olmayan bir şeyin ispatı imkânsızdır. Tenasüh fikri de esasında olmayan bir şeydir, dolayısı ile ispatı mümkün değildir.
Üstad Hazretleri bu inceliğe şöyle işaret ediyor:
"Eğer desen: Madem bütün güzelliklerin menbaı vücuttur, vücutta küfür ve enâniyet-i nefsiye dahi var?"
"Elcevap: Küfür ise, hakaik-ı imaniyeyi inkâr ve nefy olduğundan ademdir. Enâniyetin vücudu ise, haksız temellük ve aynadarlığını bilmemek ve mevhumu muhakkak bilmekten ileri geldiğinden, vücut rengini ve suretini almış bir ademdir."(1)
İspat denilince bir hükmün başkalarına da kabul ettirilmesi anlaşılır. Bu ise delil getirme yoluyla olur. İman ve İslâm hakkındaki meselelerde deliller; aklî ve naklî olmak üzere iki kısma ayrılır. Meselâ, ahiretin geleceğinin âyet ve hadislerle haber verilmesi naklî delildir. Bu deliller aklî delillerle de desteklenmektedir. Nitekim Haşir Risalesine ilham kaynağı olan âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki O, ölüleri de elbette diriltecektir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Rûm Sûresi, 50)
(1) bk. Şualar, Dördüncü Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar