Hz. İbrahim'in Nemrut’a karşı imate ve ihya davası ne demektir? Burada cüz’i imate ve ihyadan külli imate ve ihyaya geçmek ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hazret-i İbrahim Aleyhisselâmın Nemruda karşı imate ve ihyada güneşin tulû ve gurubuna intikali, cüz’î imâte ve ihyâdan küllî imâte ve ihyâya intikaldir ve bir terakkidir; o delilin en parlak ve en geniş dairesini göstermekdir. Yoksa, bir kısım ehl-i tefsirin dedikleri gibi hafî delili bırakıp zâhir delile çıkmak değildir." (Mektubat, 20. Mektup, İkinci Makam, Haşiye)

Söz konusu hadiseyle alakalı olarak Bakara Suresi’nin, 258. âyetinde, mealen şöyle buyuruluyor:

“Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, 'Benim Rabbim diriltir, öldürür.' demiş; o da, 'Ben de diriltir, öldürürüm.' demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, 'Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir.' deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Bakara, 2/258)

Fahreddin-i Razi Hazretleri bu konuda muhakkik ulemanın görüşünü şöyle ifade eder:

“Bu bir delilden bir başka delile geçiş değildir. Aksine, her iki yerde de delil aynıdır. O da şudur: Biz mahlukatın yaratmaya muktedir olamayacağı bazı şeylerin meydana geldiğini görüyoruz. Bundan dolayı onların yaratılmasını üzerine almış olan bir başka kadir varlığın bulunması mutlaka gerekir ki, bu da Allahu Teâladır.”

Bu izaha göre, ölüyü diriltenle güneşi doğduran, keza insanı öldürenle güneşi batıran aynı Zattır, o da her şeye kâdir olan Allah’tır. Nemrud’a hakkı tebliğle vazifeli bir peygamber olarak Hz. İbrahim (as) önce Allah’ın diriltme ve öldürme fiillerine dikkat çekmiş, bu büyük delile rağmen küfründe ısrar edip aksini savunan Nemrud’a kâinattan da ayrı bir delil getirmiş, ama kalbini istila etmiş olan zulüm ve küfür karanlıkları onun bu iki hakikati de görmesine mâni olmuş ve hidayetten nasibini alamamıştır. Ayet-i kerimede; “Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” buyurulmakla bu hakikate dikkat çekilmiştir.

Hadise şöyle cereyan etmiştir:

Hz. İbrahim (as) Nemrud’a hakkı tebliğ maksadıyla; “Benim Rabbim diriltir ve öldürür.” demiş; o da, “Ben de diriltir ve öldürürüm.” diye karşılık vererek hapishaneden iki kişi celbetmiş, onlardan birisini öldürmüş, diğerini serbest bırakmıştır. Bu yaptığının onun davasına delil olacak hiçbir yönü yoktur.

Zaten Nemrut, “ben de öldürürüm” davasını önceden kaybetmişti. Hz. İbrahim’i (as.) öldürmek kastıyla ateşe atmış ama öldürememişti. Diriltmeye gelince, hapisteki adam ölü değildir ki onu öldürmemesi diriltmeye delil olsun. Bu açık hezeyana rağmen, İbrahim aleyhisselam onu hidayete davet etmek üzere ikinci bir delil daha getirmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ramazan çalışan

Hz. İbrahim aleyhisselam Nemrud’a hakkı tebliğ maksadıyla; “Benim Rabbim diriltir ve öldürür” demiş; o da, “Ben de diriltir ve öldürürüm” diye karşılık vererek hapishaneden iki kişi celbetmiş, onlardan birisini öldürmüş, diğerini serbest bırakmıştır.Hz. İbrahim aleyhisselm Benim Rabbim diriltir ve öldürür” örneğini vermekle o şahsın ölümüne sebep olacağını peyganberlik basireti ile niçin görememiş? İkinci örneği daha önce verseydi, Nemrudun bu şahsı öldürmesine senep olmayacaktı. Bu vakıayı "sebep olan yapan gibidir." Cümlesi ile de nasıl uyğuluğu vardır?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Öldürülen kişinin mazlumen şehit edilmesine vesile olmuş olsa da suç anlamında bir vesilelikten söz edilemez. Öyle olsa bütün Peygamberler şehit edilen Müminlerin hayatından sorumlu olurlardı. Nemrudun böyle bir şeye tevessül etmesi gaybidir gaybı ise Allah bilir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...