"İki kutbun dairesindeki hesap rakamlarına sıkışmayan bir nihayetsiz uzaklık içinde..." Kainatın büyüklüğünden bahseden bu ifadeyi açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
“... Bir kısmı arzımızdan bin defa büyük ve o büyüklerden bir kısmı top güllesinden yetmiş derece sür’atli yüz binler ecram-ı semâviyeyi direksiz, düşürmeden durduran ve birbirine çarpmadan fevkalhad çabuk ve beraber gezdiren; yağsız, söndürmeden mütemadiyen o hadsiz lâmbaları yandıran ve hiçbir gürültü ve ihtilâl çıkartmadan o nihayetsiz büyük kütleleri idare eden ve güneş ve kamerin vazifeleri gibi, hiç isyan ettirmeden o pek büyük mahlûkları vazifelerle çalıştıran ve iki kutbun dairesindeki hesap rakamlarına sıkışmayan bir nihayetsiz uzaklık içinde, aynı zamanda, aynı kuvvet ve aynı tarz ve aynı sikke-i fıtrat ve aynı surette, beraber, noksansız tasarruf eden ve...”(1)
Burada asıl verilmek istenen mâna; kâinatın, bilhassa da sema âleminin akıl almaz büyüklüğü ve azametidir. Kâinatın ilk yaratılmasından bu yana, mütemadiyen büyüyerek genişlemesi ve sayısız galaksi ve yıldızların kusursuz ve hatasız bir şekilde çekip çevrilmesi, tedbir edilmesi, hakikaten insanın aklını hayretler içinde bırakıyor.
Üstad'ın "iki kutbun dairesindeki rakamlar" tabirinden, asıl olarak - sonsuzdan + sonsuza uzanan bir hesap aralığına bile sığmayan bir genişlikten bahsedilmektedir. Yani kâinatın ve bütün varlık âleminin (Arş’ı ve kürsiyi de katarsak) genişliğini aklımızın alabileceği ne kadar sayı varsa, bunlardan daha geniş olduğunu ilan eder.
Ayrıca kâinatın iki kutbu, yani başı ve sonu da anlaşılabilir. Yani “biz, dünyanın iki kutbu arasına rakamlar yazsak, yine kâinattaki atom ve galaksilerin sayısını bulamayız” denilerek, Allah’ın azamet ve kibriyasına işaret ediliyor.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü