"İktisat ve kanaat, hikmet-i İlâhiyeye tevfik-i harekettir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kanaat, sebeplere müracaat ettikten sonra, Allah’ın ihsan etmiş olduğu neticeye razı olmaktır. İktisat ise, nimetleri israf etmeden ölçülü bir şekilde kullanmaktır.
Kanaat; sebeplere değil, neticeye olur. Ama Allah, hikmeti icabı çalışıp çabalayan, sebeplere teşebbüs eden kişiyi de bazen arzusuna nail etmeyebilir. İşte o zaman tam teslimiyet ile kanaat etmek gerekir. O şey onun hakkı imiş gibi hak dava etmek, şikâyet tarzında itiraz etmek kanaatsizliktir, takdire razı olmamaktır ve kaderi tenkittir.
Sebeplere uymak, çok çalışmak ve çabalamak, ama buna rağmen verilen neticeye de tam teslim olmak Allah’a iman ve tevekkülün muktezasıdır.
Kanaat, istememek değil, sebeplere müracaat ettikten sonra neticeye teslim olmak demektir.
Dünya malını kanaat ile talep etmek, sünnetullah kanunlarına riayet ettikten sonra neticeye rıza ve teslimiyet göstermektir.
Aldığı maaşa veya elde ettiği netice razı olmak kanaat, onu idareli, tutumlu ve ölçülü bir şekilde harcamak da iktisattır.
Allah her şeyde en hafif sureti, en kısa yolu, en kolay tarzı ve en faydalı şekli takip ediyor ki, bu hem iktisat hem de hikmettir. İnsan da iktisat ve kanaat üzerine yaşarsa Allah'ın kâinattaki İlâhî icraatına uygun hareket etmiş olur. Böylece hayatı rahat, huzurlu ve bereketli geçer.
Ama kanaat etmez, iktisatlı davranmaz, hırs gösterir ve israf ederse, o zaman hayatı hem zorlu hem bereketsiz hem huzursuz geçecektir. Kâinatta cari olan iktisat ve hikmete zıt hareket etmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir; insanı yorar ve maksuduna ulaştırmaz.
Kısacası, sadece bu hususta değil, hayatımızın her alanında Allah'ın koymuş olduğu sünnetullah kanunlarına uymak, emir ve yasakları doğrultusunda hareket etmek gerekir. Aksi durumda insan perişan olur, çarkın altında ezilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü