" ‘Kanaat, tükenmez bir hazinedir.’ hadisinin sırrıyla, kanaat bir define-i hüsn-ü maişet ve rahat-ı hayattır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kanaat; kısmetine razı olmak, açgözlü olmayıp hırs göstermemek, helal ile yetinip haramı istememek manalarında kullanılır. Zıddı ise doyumsuzluk, açgözlülük ve hırslı olmaktır. Kanaat genelde iktisat kelimesiyle birlikte kullanılır. İktisat ise her şeyde orta yolu tutmak, lüzumundan az veya fazla sarfiyattan kaçınmak demektir.
"Kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden bereket bulur." (Mektubat)
Kanaat; sebeplere müracaat ettikten ve üzerine düşen vazifeleri yaptıktan sonra, Allah’ın ihsan etmiş olduğu neticeye razı olmaktır.
Kanaat, sebeplere teşebbüs ve müracaat açısından değil, neticeye razı olmakla olur. Bir insanın, kendisine verilmiş olan maddî ve manevî cihazları ve kabiliyetlerini inkişaf ettirmek noktasından çalışıp gayret göstermesi ya da zengin olmaya arzulu olması kanaatsizlik değildir. Ama gayret gösterdiği halde beklediği neticeyi elde edemezse, o zaman tam teslimiyet ile kanaat etmesi gerekir.
Sebeplere tam riayet edip üzerine düşeni yaptıktan sonra neticeye razı olmak teslim ve tevekkülün, kanaat ve himmetin alametidir. Bunların zıddı ise hırstır, ilâhî takdire rıza göstermemektir.
Kanaat, kısmetine düşen hisseye razı olmaktır; çalışmayıp azla iktifa etmek kanaat değil, miskinliktir.
“Mevcuda iktifa, dûnhimmetliktir.”(1)
Çalışmalarının neticelerini kanaat, rıza ve memnuniyetle karşılayan insanlar, rızık taksimatından hisselerine düşenle kanaat eder, iktisad ederek harama girmekten ve başkalarına karşı zillete ve minnete düşmekten kurtulurlar.
Kanaat ile iktisad birbirini tamamlar; birisi eksik olsa diğerinin faydası ve kemali görülmez. İnsan önce verilen rızka kanaat edecek, sonra bu rızkı iktisatlı bir şekilde sarf edecektir. Bu şekilde yapan insanın hayatı hem huzurlu hem bereketli hem de minnetsiz geçer.
İktisad ise; verilen bu neticeyi yani ihsanı, yerinde ve israf etmeden kullanmaktır.
İnsanın elindeki mal, para, makam ve zenginlik gibi şeyler fanidir ve imtihan vesilesidir. Her an elinden kayıp gitmeye namzettirler. Ama imanın meyvesi olan tevekkül, kanaat ve iktisad gibi ulvî hasletler birer hazine gibidir. Bu üç haslet kimde varsa, o insan daima mes’ud, huzurlu ve zengindir.
Kısmetine razı olan insan hırs göstermez, açgözlülük etmez; hayatını huzurlu ve bereketli bir halde geçirir.
(1) bk. Sünühat, İfade-i Meram.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü