"İlm-i ezelînin veya irade-i ezeliyenin bir fiille taallûkları ihtiyara mahal bırakmıyor." Sual ve cevabın birinci bölümünü izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
S- İlm-i ezelînin veya irade-i ezeliyenin bir fiile taallukları, ihtiyara mahal bırakmıyor?(1)
Allah’ın her şeyi ezelî ilmi ile önceden bilmesi, insan iradesinin hür olarak tercih yapmasında bir baskı bir cebir teşkil etmez mi diye soruluyor.
C- Birincisi: Abdin ihtiyarından neş'et eden bir fiile ilm-i ezelînin taalluku, o ihtiyara münafî ve mani değildir. Çünkü müessir, ilim değildir, kudrettir. İlim, malûma tabidir.(2)
Üstadımız da cevaben; “Allah’ın her şeyi ezelî ilmi ile önceden bilmesi insan iradesinin hür bir tercih yapmasında bir cebir meydana getirmez” diyor. Zira iradeyi baskı altına alıp neticesiz bir hale getiren ilim sıfatı değil kudret sıfatıdır. Allah’ın kudret sıfatı ise âdetullah icabı insanın iradesine bağlanmış. İnsan neyi isterse, neye meylederse Allah da sonsuz kudreti ile onu yaratıyor. İlahi kudret, camiye gideni camiye, meyhaneye gideni de meyhaneye götürüyor. Burada tercihi yapan insan, fiili yaratan Allah’tır.
Allah’ın ezelî ilmi ile bizim ne yapacaklarımızı önceden bilip, kader kalemiyle yazması bizim mesuliyetimizi ortadan kaldırmaz. Burada insanın itiraz ve şikâyete hakkı yoktur. Zira Allah’ın insanın ne yapacağını önceden bilip kadere yazması cebir vasıtası değildir. Baskı ancak fiili bir müdahale ile mümkün olur ki, ilim sıfatında böyle bir hususiyet bulunmuyor.
Allah yazdığı için biz yapmıyoruz, Allah ezeli ilmi ile bizim ne yapacağımızı bildiği için yazıyor.
Dipnotlar:
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 7.Ayetin Tefsiri.
(2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Çok güzel açıklama Allah razı olsun