"İmansız cennete gidilmez; fakat tasavvufsuz cennete giden pek çoktur." cümlesi ne demektir, açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Tarikat, Arapçada “yol” manasına gelmektedir. İmanı sağlam ve salih bir mümini bazı terbiyelerden geçirerek manen terakki ettirip velayet makamına çıkaran hususi bir yoldur. Tarikatte gidebilmek için sağlam bir iman, salih bir amel gerekiyor. Bu ikisinde bir noksanlık ya da kusur olursa, o yolda gidilmez ve maksada ulaşılmaz,

İmam Rabbanî Hazretleri bu manaya şöyle işaret ediyor:

"Hem demiş ki: Tarik-i Nakşîde iki kanatla sülûk edilir. Yani, hakaik-i imaniyeye sağlam bir surette itikad etmek ve ferâiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa o yolda gidilmez."(1)

Tasavvuf ise, farz ve vacipleri hakkıyla yerine getirdikten sonra, nafile ibadetlerle manen terakki edip, Allah’a yakınlık kesbetmek ve onun rızasını kazanmak maksadıyla takip edilmesi gereken yol demektir. Tasavvuf, Kur’an ve sünnetten süzülmüş bir sızıntı ve bir hakikattir.

Tasavvuf, kitap ve sünnete tam ittiba ile ahlak-ı İlahîyye ile tahalluk; yani, Kur’an ahlakıyla ahlaklanmak, masivayı terk ederek rıza-i Bârî’yi tahsile müteveccih olmak ve bu âli makama ermek için süfli hisleri terk ederek yüksek ahlaka bürünmek ve Allah’ın iradesine tam teslim olmaktır.

İmam-ı Gazzalî, tasavvufu; “Kalbi, Hakk’a bağlayıp masiva ile alakayı kesmektir.” diye tarif eder.

Cüneyd-i Bağdadî’ye göre ise tasavvuf; “Hakk’ın seni sende öldürmesi ve kendisiyle ihyasıdır.”(2)

Tarikatlar asırlardır büyük hizmetler etmiş, nice insanın irşadına ve ıslahına vesile olmuş, tarihte derin izler bırakarak onun şerefli levhalarında hak ettikleri yüksek mevkii ihraz etmişlerdir. Hak tarikatlar İslam âleminin hemen hemen her tarafında mühim vazifeler yapmışlardır. Bunları inkâr etmek mümkün değildir ve insafsızlıktır.

“Neden ve niçinlerle” genç dimağların karıştırıldığı, şüphe ve tereddütlerin artırıldığı bu zamanda, bilhassa yüksek tahsil gençliğinin problemlerini, onlara zikir yaptırma ve tesbih çektirme yoluyla çözmek imkânsız gibidir. İman konusunda bocalayan, sefahete düşmüş, günahlarla ruhu kirlenmiş bir genci, bir mürşide bağlamak ve onun emirlerine kayıtsız şartsız uyar hale getirmek çok zor olduğu için, bu zamanın irşad tarzı, insanlara “hem aklı ikna, hem de kalbi tatmin edecek” marifet dersleri vermektir. Risale-i Nur bu vazifeyi en mükemmel şekilde yapmaktadır.

Risale-i Nur'un hedefi, sarsılma tehlikesine maruz taklidi imanları tahkiki hale getirmek, sadece akılda bırakmayıp kalbe, sırra da mal ederek şeytanın el uzatamayacağı derinliklere yerleştirmektir.

"İman-ı tahkiki ilmelyakînden hakkalyakîne yakınlaştıkça daha selb edilmeyeceğine ehl-i keşif ve tahkik hükmetmişler ve demişler ki: 'Sekerat vaktinde şeytan vesvesesiyle ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebilir.' Bu nevi iman-ı tahkikî ise yalnız akılda durmuyor. Belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letaife sirayet ediyor, kökleşiyor ki, şeytanın eli o yerlere yetişemiyor. Öylelerin imanı zevalden mahfuz kalıyor."(3)

Risale-i Nur mesleği, tarikat berzahına girmeden hakikatleri doğrudan kalblere yerleştirmesi yönüyle sahabe mesleğine benzemektedir.

Bu zamanda insanların ekserisi dinsiz felsefe sebebi ile iman ve salih amel noktasında büyük yara almışlar ve müthiş bir tehlike ile karşı karşıya kalmışlardır. Haliyle imanı ve ameli yara almış bu insanların tarikat yolu ile velayet makamlarına çıkması mümkün ve kabil olmuyor.

Öyle ise bu yaralı insanlara evvela, iman hakikatleri anlatılıp kalplerine yerleştirmek, şüphelerini izale etmek gerekir. İmanı tehlikede olan birisini kurtarmak, imanı olan birisini veli yapmaktan hem daha ehemmiyetli hem de daha sevaplıdır. "Zira imansız cennete gidilmez, ama tasavvuf dersi almadan da insanlar cennete girebilir."

Netice olarak, imansız birinin imanına vesile olup, onu ebedi ateşten kurtarmak, imanlı birinin makamını genişletmekten daha kıymetli ve daha sevaplıdır.

Dipnotlar:

1) bk. Mektubat, Beşinci Mektup.
2) bk. Kuşeyrî Risalesi, trc. Uludağ Süleyman, İstanbul, 1978, s. 392.
3) bk. Kastamonu Lahikası, 13. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 6.810
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...