"İns ve cin şeytanları az bir fiil ile büyük tahribat ve dehşetli mânevî yangınlar yaparlar. Evet, bütün fenalıklar ve günahlar ve şerlerin mayası ve esasları ademdir, tahriptir..." İzah eder misiniz?
"İns ve cin şeytanları az bir fiil ile büyük tahribat ve dehşetli mânevî yangınlar yaparlar. Evet, bütün fenalıklar ve günahlar ve şerlerin mayası ve esasları ademdir, tahriptir. Sureten vücudun altında, adem ve bozmak saklıdır."
Değerli Kardeşimiz;
Günahlar, kötülükler ve şerler ademîdir. Ademî şeylerde ise, vücutta olduğu gibi binlerce sebebin bir araya gelip çalışması gerekmiyor, aksine bir sebebin olmaması ya da iptal edilmesi kifayet ediyor. Adem bir vazifesizlik ve amelsizliktir. Yapmak değil bozmaktır, bundan dolayı neticesi ve zararı çok büyüktür. Bir binayı yüz ustanın yüz günde yapması vücuttur, o binanın temeline konulan dinamiti ateşleyip bir saniyede yıkmak ise ademdir. Bu yüzden, basit bir dinamiti ateşlemek işinde binlerce sebep ve vücutlar yok oluyor.
Günahlar da aynı binanın yıkılması gibi ademîdir, yok hükmünde bir fiildir, ama neticesi büyük bir tahriptir. Mesela bir insanı öldürmek çok basittir, tetiği çekmek kâfidir. Ama o tetiğin neticesinden hâsıl olan ölümle insan bedeninde çalışan sayısız hücre ve organlar, binlerce duygu ve hissiyatlar ve ona bağlı olarak koca bir âlem çöküyor ve yok oluyor. Tetiğe tetik olan da, insanın basit ve haricî bir vücudu olmayan cüz’î iradesidir. Yani şer ve kötülük mekanizmasının harekete geçmesi için, icat ve yaratmaya kabiliyeti olmayan insan iradesi tetik olabiliyor.
İnsanın nefis ve şeytanı da bu şer mekanizmasının işlemesi ve hareket etmesi için gönüllü ve meyilli olduğu için, şerden hâsıl olan bütün günah ve zulümlerin mes’uliyeti ve vebali ona aittir.
Netice olarak, tahrip etmek, bozmak, yıkmak, dağıtmak gibi fiillerin içi; yapmak, toplamak, inşa etmek gibi içi dolu ve vücudî değildir. Bir binayı inşa etmek çok sebeplerin varlığına bağlı iken, aynı binayı yerle bir etmek için tek bir sebebin vücudu kâfidir.
"Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfidir ve tahriptir ve ademîdir ve bozmaktır. Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidayet ve hayır, müsbettir ve vücudîdir ve imar ve tamirdir." (13. Lem’a)
Şer ve adem ise; bir şartın iptal edilmesi ve bir vazifenin terk edilmesi ile vuku bulur. Yani bir şeyi yok etmek, o şeyin bir şartını iptal etmekle olabilir. Meselâ; insanın hayatı bütün kâinat fabrikasının işlemesi ve çalışması ile olurken, hayatın sönmesi bir şartın iptali ile ya da bir vazifenin terk edilmesi ile olabiliyor. İnsan birkaç dakika nefes almazsa ölür.
İşte kâfir ve zalimlerin mesleği dağıtmak ve yok etmektir. Dağıtmak ve yok etmek için de az bir masraf ya da cüz’î bir iştigal yetiyor.
Kâfirlerin işi kolay, mü’minlerin işi zordur. Bu sebeple kâfirler Mü’minlere bazen galebe edebiliyorlar. Bu, kâfirlerin kuvvetli ve haklı olduğu mânasına gelmez. Kâfirleri galip getiren mesleklerinin adem, şer ve tahrip olmasıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü