"İnsan teveccüh ve kastettiği şeyde, güya fena fi’l-maksat oluyor. İşte şu noktaya binaen, hasis bir emir veya pek cüz’î bir şey, büyük bir adama isnat olunmaz..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem de insan teveccüh ve kastettiği şeyde, güya fena fi’l-maksat oluyor. İşte şu noktaya binaen, hasis bir emir veya pek cüz’î bir şey, büyük bir adama isnat olunmaz. Zira tenezzül etmez. Ve himmetini o küçük şeye sığıştıramaz. Himmeti ağır, o şey gayet hafif olduğundan, güya muvazenet bozulur." (Muhakemat, Üçüncü Makale, Birinci Maksad)
İnsan bir işe ve bir amaca yöneldiğinde, o işe ve amaca kendini kaptırıp o iş ve amaçta fâni oluyor. Mesela, falanca adam falanca fikir ve düşünceye kendini adamış, yani bütün dikkat ve enerjisini ona yönelterek onda fâni olmuş denmektedir.
Bu yüzden rütbesi ve tecrübesi büyük olan insanlar basit ve önemsiz işlerle ilişkilendirilmez ve onlarla irtibatlandırılmazlar. Zira insanlara göre öyle yüksek makamda bir adam, öyle basit ve değersiz bir işle ilgilenmez. Onunla meşgul olup onunla uğraşarak kendi değerini düşürmez.
Böyle büyük insanların büyük ve ağır çaba ve gayretini değersiz ve basit bir işe sarf etmesi, ölçüsüz bir davranış olur derler.
İnsanın bu bakış açısı insanı şöyle bir hükme gitmeye zorluyor:
"Allah'ın azameti ve kibriyası sonsuzdur. Öyle ise basit, cüzi, küçük ve önemsiz işlerle iştigal etmesi onun azametine ve kibriyasına yaraşmaz ve yakışmaz. Bu sebeple o cüzi şeylerle ilgilenmez, cüziyata ıttılaı yoktur."
Aslında bilmiyorlar ki, Allah'ın evrendeki külli olsun cüz'i olsun her şeyle ilgilenmesi büyüklğüne delildir. Birisinin yönetimindeki şeylerin her yönüyle ilgilenmemesi ise büyüklüğüne delil değil, aksine aiczliğine ve başkalarına muhtaç olduğunun delilidir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü