"Ey hayal ağa, beşaret sana! Dünya ve mâfîhânın saltanatı, milyonlar sene ömürle beraber sana verilecektir. Fakat âkıbetin dönmemeksizin fenâ ve ademdir." cümlelerini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"... Eğer istersen insaniyetin cevherine ve natıkıyetin kıymetine ve istidadın muktezasına teemmül ve tetkik et. Sonra da o cevher-i insaniyetin en küçük ve en hasis hizmetkârı olan hayale bak, gör, yanına git ve de: 'Ey hayal ağa, beşaret sana! Dünya ve mâfîhânın saltanatı, milyonlar sene ömürle beraber sana verilecektir. Fakat âkıbetin dönmemeksizin fenâ ve ademdir.' Acaba hayal sana nasıl mukabele edecek? Ayâ, istibşar ve sürur veyahut telehhüf ve tahassürle cevap verecektir? Ecel, neam, evet, cevher-i insaniyet a’mak-ı vicdanın dibinde enîn ve hanîn edip bağıracak: 'Eyvah, vâ hasretâ saâdet-i ebediyenin fıkdanına!' diyecektir. Hayale zecr ve ta’nif ederek, 'Yahu! Bu dünya-yı faniyeyle razı olma!'”(1)
İnsanın fıtratındaki bütün duygu ve cihazların yüzü ve yönü; ebed alemi olan ahirete bakıyor ve onu talep ediyor. İnsandaki duygu ve cihazların bu talepleri ve mahiyetleri, ahiret alemine işaret ve beşaret ediyor.
Allah, insanı ebedi istek ve duygular ile donatsın; ama fani ve geçici bir hayattan sonra kalkmamak üzere yok etsin!.. Bu çelişki ve tutarsızlık olacağı için, ebedi şefkat ve hikmet sahibi olan Allah, böyle bir çirkinlikten münezzeh ve mukaddestir.
İşte Üstad Hazretleri bu hakikati; insanın en zayıf ve basit duygusu olan hayal kuvvesinde test ediyor. Hayale deniliyor; "Sana dünyanın bütün mülk ve idaresi bir milyon yıllığına verilecek; ama sonunda yok olacaksın." Hayal akibetini düşünerek bu teklife soğuk bakar. İnsanın hayali böyle geçici bir saadeti asla kabul etmez. Sonunda yokluk ve hiçlik olan bir saltanata, insanın duyguları içinde en zayıf olan hayal bile razı olamaz iken, nasıl olur da kalp, vicdan, akıl ve ruh gibi kuvvetli hissiyatlar razı olabilirler denilerek, ahiretin gerekliliğine işaret ve ima ediliyor.
İlave bilgi için tıklayınız:
- "İnsanın kalb cüzdanındaki letaif ve akıl defterindeki havas ve istidadındaki cihazât..." ifadesinde letaif, havas ve cihazâttan neleri anlamalıyız? Bunların kalb, akıl ve istidatla alâkası nedir?
- Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (45. Bölüm)
(1) bk. Muhakemat, Üçüncü Makale (Unsuru'l-Akide), İkinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü