"İşte, madem evsaf-ı aliyedeki hakiki lezzet ve hüsün ve saadet ve kemal, akran ve ezdada bakmıyor, belki mezahir ve müteallikatına bakıyor..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte, madem evsaf-ı aliyedeki hakiki lezzet ve hüsün ve saadet ve kemal, akran ve ezdada bakmıyor, belki mezahir ve müteallikatına bakıyor. Elbette, Hayy-ı Kayyûm ve Hannân-ı Mennân ve Rahîm ve Rahmân olan Zat-ı Zülcemal ve Kemalin rahmetindeki cemal ise, merhumlara bakar." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)
Hakiki lezzet ve hüsnün gayra bakmayıp mezahirlere yani onların tecelli ettikleri aynalara baktıkları izah edildikten sonra şu hüküm cümlesine yer veriliyor:
“Elbette, Hayy-ı Kayyûm ve Hannân-ı Mennân ve Rahîm ve Rahmân olan Zat-ı Zülcemal ve Kemalin rahmetindeki cemal ise, merhumlara bakar."
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın rahmetinin güzelliği merhumlarda, yani merhamete muhtaç olanlarda kendini gösterir. Mesela, rızıklandırmanın güzelliği merzuklara yani o rızıktan istifade edenlere bakar. Milyonları çok aşkın hayvan nevilerinin birlikte ve en mükemmel şekilde rızıklanmalarındaki hüsün ve kemal Allah’ın rahmetinden gelmekte ve onu göstermektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü