"Kanun bir silsiledir, ef'al onun ile bağlıdır." cümlesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Âlem-i Emir: Cenab-ı Hakk'ın irade sıfatının tecelli ettiği, irade sıfatının hâkim ve galip olduğu âlemdir. Bu âlemde bütün kâinatta olup bitecek şeylerin emri ve kanunları vardır. Bunun küçük bir misalini bilgisayarda görüyoruz. Bir programcı yapacağı programın önce komutlar ve emirler bölümünü tamamlar, sonra işler ve görüntü o komutlara göre hareket eder ve şekiller orada belirtilen komutlar üzerine bina olur.
Aynen bunun gibi, kâinat da ilahi programın görünen yüzüdür, iradeden gelen âlem-i emir ise görünmeyen hakiki yüzüdür.
Kanun: Âlem-i emrin her bir tecelli ve cilvesinin adına kanun denir. Mesela, emir âleminde yerin cisimleri çekmesine "yer çekimi kanunu" diyoruz.
Haricî Vücud: Âlem-i emirden gelen emir ve kanunların Allah’ın kudretiyle icra edilip cismanî ve haricî bir vücut giydirilmesiyle ortaya çıkar. Burada iradenin verdiği emri, kudret tatbik edip icra ediyor, işte bu uygulama ve icra işiyle ortaya çıkan şeyler haricî vücut giymiş oluyorlar.
Ef’al: Kelime olarak fiiller, işler manasına geliyor. Emir âleminde verilen komutun, kanun eşliğinde şehadet âleminde vuku bulmasıdır.
Silsile, bir şeyin kökünden veya temelinden ucuna kadar uzanan merhaledir. Emir âlemi bir kök, kanunlar gövde, fiiller ise yaprak ve meyvelerdir. Hepsine hükmeden esas kök ise; Allah’ın “irade” sıfatıdır. Her şey irade sıfatından kaynayıp geliyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü