"Küfür" ve "Şetm" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Şetm: Kelime olarak sövmek, azarlamak, kötü sözler ve çirkin manzaralar manasına geliyor. Türkçe'de küfür etmek şetm ile aynı manada kullanılıyor.
"Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir, ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi, Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder.” Sözler, 21. Söz)
Şüphe, tereddütte bırakmak ve bir konudaki inancı ve kesinliği sarsmak demektir.
İnsan kalbine gelen bir şüpheden dolayı, "Acaba?" derse, onu daha da ileriye götürür. Bu kez şeytan şüphe verdiği konu hakkında adamın hayallerine bazı nahoş manzaralar getirir.
Kişinin yapacağı şey; o çirkin manzaralara takılmadan yoluna devam etmektir. Aksi takdirde, zamanla tehlikeli bir zemine doğru kayar.
Kalbine gelen ufak bir şüpheye ve vesveseye ehemmiyet vermezse, ondan etkilenmez.
Namazın farz ibadet olduğunu bilen bir mümine şeytan; "Allah'ın bizim namazımıza ne ihtiyacı vardır. Niyetimizin temizliği önemlidir" gibi vesveseler verir.
Bu vesveseye ehemmiyet verilmezse, şeytan bu kez silahı değiştirir. Bakar ki, onun namazı bırakması ve bu şüphelere inanması mümkün değildir. Bu kez namazının manevî zevkini ve huzurunu bozmak için, hayaline bazı pis manzaraları getirir. Tâ ki vesveseli adam kabinin bozulduğunu zannedip, namazı terk etsin. Nitekim bu şekilde namazını terk eden çok kimse vardır. İşte Şeytanın bu ikinci silahı, şetimdir.
Hayale olan müdahalesi ise fikir planında değildir. Ancak, çirkin manzaraları ve muamelatla ilgili mülevves pis şeyleri hayale ve hatıra getirmeye çalışır. Bununla merkezde başaramadığı mücadelesini hayalde devam ettirmeye çalışır.
Vesvesenin mahiyetini bilmeyen mümin ise, hayaldeki bu muameleyi kalbin meselesi imiş gibi değerlendirir. Hayalî şeyleri fikrî zannederek kalbinin bozulduğuna hükmeder, ümitsizliğe düşer, şeytanın oyununa gelmiş olur. Hâlbuki hayaldeki bu vesveseler kasten olmadıktan sonra, insan ondan mesul değildir.
Bazen insanın zihninde galiz ve kötü sözler istem dışı olarak zuhur edebilir. İşte bu zuhur istem dışı olduğu için insan mesul olmuyor. "Filanca adam ne lanet biri" diye zihninde bir şey belirse, biz bunu kalben kabul etmedikçe mesul olmayız.
Küfür: İslam ıstılahında inkâr ve şüphe manasındadır. Türkçe'de kullanıldığı gibi sövmek ve galiz söz sarf etmek manasında değildir. Yani Allah’ı ve ahireti inkâr etmeyi düşünmek ya da onların varlığı hakkında şüphe ifade eden şeylerin irade dışı olarak zihinde belirmesi manasınadır ki; hüküm bakımından küfür sayılmaz.
Şeytan, bir insanı iğfal etmek için en merkezi nokta olan kalbine, en tehlikeli yol olan küfür ve inkârla müdahale etmek ister. Bunda başarılı olamazsa faaliyetini hayalde ve tasavvurda devam ettirmeye çalışır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü