Kur'an için kullanılan "Her cihetle ayn-ı şuur" ifadesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kur'an-ı Kerim; ilm-i ilahiden gelen bir kelam olduğundan, mahza (esas olarak) hakikat ve şuurdur.

Şuur; Kur'an-ı Kerim'deki her bir ayetin, her bir kelimenin, ilm-i ilahi mizanları ile nüzul ettiği, hakikatinin esas şuur olan, ezelî ilme dayandığı manasındadır.

İnsanların kelamlarında noksanlar, galatlar, kusurlar ve kışırlar vardır. Buna binaen mana anlaşıldı mı, kelamın diğer hususiyetinin bir kıymeti olmayabilir.

Âdeta bir gram hakikati almak için, belki yüz gram kışır ve kabukla meşgul olunmak icab eder. Yani; keçiboynuzu nevinden yüz gramından on gram gıda ancak çıkabilir. Bu sebeple kışırlı kelamların aslı ve özü azdır. Özün dışındaki diğer kısımları alakaya değmeyebilir.

Ancak kelam-ı ilahi bundan münezzeh ve müberradır; onda kışır yoktur. O hep öz ve aynı şuurdur. Yani ondaki her şey bilerek, ilmi bir kasıtla, hikmetle ve şuur ile münhasıran yerleştirilmiştir.

İşte böyle bir kitabın her bir âyeti bile, mahza ilim ve hakikat yüklü olduğu gibi, üzerinde çok ciddi durulması icab eden kutsi hakikatlardır. Hatta lafzı bile, mananın hakikatine ayna olmuş, aynı kutsiyet ona da sirayet etmiştir.

İşte; böyle bir kelam-ı akdesin Nur Külliyatı'na ve onun hizmetkârlarına bakan hafi ve işari beşaretleri de ayn-ı şuur ve hakikati taşıdığından, kıymete alınır. Ehemmiyetle nazar edilir, ona yakışır mukabeleye layık bir kutsi hakikattır ve mühim bir meseledir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.738
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...