"Kur’ân, onları himaye için büyük tahşidat yapar. Doksan dokuz Esmâ-i İlâhiyeyi onların ellerine verir. O düşmanlara karşı sebat etmelerine çok şiddetli emirler verir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Allah, insanları kendi isim ve sıfatlarına dayanacak ve sığınacak bir mahiyette halketmiştir. İnsana acizlik, fakirlik ve zayıflık damarını yerleştirdiği gibi, birçok düşmanı da karşısına dikmiş. Tâ ki insan, Allah’ı bin bir ismi ile tanısın, sevsin ve O’na sığınsın.
İnsanın karşısına dikilen insî ve cinnî şeytanlar, aslında gayet zayıf ve basit düşmanlardır. Ama meslekleri tahrip ve bozmak olduğu için, az bir gayret ve kuvvet ile çok büyük zarar ve tahribatları yapabiliyorlar. Ehl-i imanın mesleği ise hayır ve tamirdir. Bu hayır ve tamir işi zor ve meşakkatli olduğu için, ehl-i küfür olan insî ve cinnî şeytanların karşısında zayıf gibi duruyorlar. Bu yüzden, ehl-i iman Allah’a dayanmak ve O’ndan medet istemek ihtiyacını hissediyor. Zaten Allah’ın istediği de budur. Yani insan meslekleri şer ve tahrip olan düşmanlarının zararından emin olmak için Allah’ın dergâhına sığınsın, her bir isminden medet istesin. Bunun içindir ki, Kur'an'da mü’minler, şeytan ve onun yardımcılarına karşı şiddetli olarak defalarca ikaz ediliyor.
Kur'an’ın ifadelerinde şeytanın kuvvetli gibi tasavvur edilmesi, onun kuvvetinden değil, mesleğinin şer ve tahrip olmasındandır. Yoksa, şeytanın hilesi zayıf bir örümcek ağı gibidir.
İşte şeytanın tahrip ve şer olan mesleğine karşı insan, ancak Allah’ın bin bir ismine iltica ve istiane ile dayanabilir. Bu yüzden Kur'an, şiddetli ve tahşidatlı bir surette iltica ve istianeyi emrediyor.
"Doksan dokuz ismi ellerine verir" tabirinde; "Düşmanların tahribatına karşı, onlara sığınacak ve iltica edecek noktaları gösterir" mânası vardır. Yani mü’min hayatında karşılaştığı her türlü sıkıntının, bela ve musibetin, eza ve cefanın durumuna göre bir ismi eline alır, yani onu kendine vird yapar ve o ismin şefkatli kucağına kendini atar, demektir.
"Eline verir" demek; "o isimleri tesbih ve vird şeklinde zikreder ve mânasına sığınır" demektir. Malum, zikir ve virdin en mühim bir vasıtası; el ile çekilen tesbih taneleridir. Herkes bir ismi alıp onu tesbih olarak çeker ve o ismin mânasına iltica eder. Bazıları ise bütün isimleri kendine tesbih ve istinadgâh yapar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar