"Madem âlem-i beka, şu âlem-i fenâdan yapılacaktır. Elbette, anasır-ı esasiyesi bekaya ve ebede gidecektir." İzah eder misiniz? Bu cümlelerden âlem-i beka daha yaratılmamış gibi bir mana çıkmıyor mu?
Değerli Kardeşimiz;
Dünya ahiretin tarlası olduğundan cennet ve cehennem bu dünyada işlenen hayırların ve şerlerin birer meyvesidirler. Şu var ki, mahsulün tarladan daha başka bir âlemde teşhir edilmesi gibi, insanların amelleri de ahirette teşhir edilecektir.
Bu dersin devamında, “dest-i kudret bir hareket-i şedide ile kâinatı çalkaladığı vakit, o iki havuz münasib maddelerle dolacaktır.” buyurulmakla, cennet ve cehennemin yaratılmış oldukları ve her iki havuzun da kendilerine layık insanları bekledikleri anlaşılıyor. Üstad Hazretleri bu manayı şu ifadeleriyle açık olarak ortaya koymuştur:
"...Elbette ve herhalde, o kitabın aslı yazılmış ve haşir ve neşir ile haşiyeleri de yazılacak ve umumun defter-i amelleri onda kaydedilecek..."(1)
Zaten mi’raç mucizesi bunu bariz bir şekilde ortaya koymuş, Allah Resulü (asm.) beka âleminde cenneti de cehennemi de görmüştür.
Evet, cennet ve cehennem mevcut, lakin oranın ebedî sakinleri olan insanlar oraya gitmedikleri için, o âlem kemalini bulmamıştır.
1) bk. Şualar, Dokuzuncu Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü