"Mahbublara olan aşk-ı mecazi aşk-ı hakikiye inkılab ettiği gibi, acaba ekser nasda bulunan dünyaya karşı olan aşk-ı mecazi dahi bir aşk-ı hakikiye inkılab edebilir mi?" "Mahbub" ve "dünya" mefhumları ile izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Mahbub" kısaca sevgili ya da sevilen şey demektir. Kalbin sevdiği, rağbet ettiği ve meylettiği her şey mahbuptur.

Bu sevgililer mecazi ve hakiki olmak üzere ikiye ayrılır.

Hakiki sevgili Allah’ın zat-ı akdesi oluyor. Kalp, evvela bütün sevgilerin menbaı olan ve sevilmeye lâyık olan Allah’ı sevmeli ve onun aşkı ile dolmalıdır. Allah insana muhabbet hissini, kendi isim ve sıfatlarını sevdirmek için vermiştir. Kalp, ancak ezelî ve ebedî olan Allah’ın cemal ve kemali ile tatmin olur.

Yüce Allah insanın kalbine sonsuz bir muhabbet yerleştirmiştir. İnsan ya Halık’ını sevecek ya da mahlûkatını.

İnsan kalbinin bir köşesine Rabbinin sevgisini, bir köşesine de Allah korkusunu koymalıdır. Cenab-ı Hakk’ın Rahman, Rahim, Rezzak, Gaffar, Müzeyyin gibi cemalî isimleri muhabbeti iktiza ettiği gibi, Kahhar, Cebbar, Aziz, Mütekebbir gibi celalî isimleri de korkuyu gerektirir. Üstad Hazretlerinin buyurduğu gibi: Cemaline muhabbet etmek, celalinden havf etmek” lazımdır.

Kalbi Allah’ın muhabbeti ile dolu olan bir insan, anne ve babasını, evlatlarını, eşini, dostunu, arkadaşını Allah’ın birer nimeti ve ihsanı olarak görür ve ona göre sever. Sair mahlukatı da ancak Allah’ın bir sanatı, Allah’ın cemal ve kemaline bir ayna olması noktasından ve onun namına sevebilir.

Güzel şeyleri güzel yapan, Allah’ın esma-i hüsnasının güzellikleridir. Onları bu cihetle sevmek Allah namınadır ve insan kalbini inkişaf ettirir. O güzel eşyayı sadece kendileri namına sevmek hem çok kısa süreli hem de ahiret noktasında faydasız bir sevgidir. Zira sevilenler de sevenler gibi fani mahlûklardır. İnsan kalbindeki sonsuz muhabbet kabiliyeti ise fani varlıklar için değil, ezelî ve ebedî olan Allah için verilmiştir. Sevgilerini bu mânada kullanan insanlar “Yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü.” makamına erer ve bütün eşyayı ulvî bir zevk ile sevebilirler. Bu ulvi zevk, kötülüğü emreden nefsin hoşuna gitmese de kalb ve ruhu sevinçlerle güldürür.

Mecazi sevgili ise, Allah’tan başka bütün masivadır. Kişi önce mahlûkatı seviyor, sonra Allah’ı. Hâlbuki o çok sevdiği ve perestiş ettiği mahlûkatı yaratan da Allah’tır.

İnsanın fıtratında güzeli takdir etmek ve sevmek vardır. İnsan baharı, Güneş’i, Ay’ı, denizleri, ovaları, ağaçları ve kuşları sever.

"Dünya sevgisi" de mecazi sevginin diğer bir adıdır ve bu bir çatı isimdir. Ve bu çatı altında her insan farklı bir mecazi sevgiliye sahiptir. Yani mecazi sevgili kişiden kişiye göre değişir. Kimisi bir kadına âşık olur kimisi makama sevdalıdır, kimisi şöhrete perestiş eder, kimisi evladını sever, kimisi mala mülke müpteladır...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 19.607
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Adem68474

Dünyada bir mahbub iken soruda ayrıca zikrinin hikmetini İZAH EDERMİSİNİZ

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Dünya sevgisi bütün hataların başıdır insanın en büyük zaafiyeti ve diğer mecazi sevgilerin de simgesi olduğu için soruda ayrıca zikredilmiş. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...