Meleklerin varlığının “Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın ihbaratı ve risalet güneşi olan Zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) şehâdâtı ve müşahedâtı” ile sabit olduğu ifade ediliyor. Bu konuyu izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Hakikat âleminin güneşi Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’dır.
En büyük ve en bariz hakikat, bu varlık âleminin bir yaratıcısının olduğudur. İşte o yaratıcının zatı, sıfatları ve isimleri hakkında en doğru bilgiler ancak Allah kelamından alınabilir. İnsanın mahiyeti, vazifeleri ve zaman nehrinde nereye doğru akıp gittiği hakkında da yine en doğru bilgiler Kur’ân’dan öğrenilebilir. İşte bütün hakikatlerin en doğru rehberi ve hiç batmayan güneşi olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân melekler hakkında ne buyurmuşsa, meleklerin hakikati odur ve insan meleklere öylece inanmakla hakikati bulmuş olur.
Bütün insanlara hakikat güneşini gösteren Allah Resulü (asm.), elbette en büyük hidayet rehberidir. Melekler hakkında da en doğru bilgiyi ancak ondan alabiliriz.
Üstad Hazretleri, hadis-i şeriflerin Kur’ânın birinci tefsiri olduğunu ifade eder. Bir başka dersinde de İslamiyet’in, Peygamberimiz (asm)'in “ef’al, akval ve ahvalinden” çıktığını nazara verir. Yani, her işinde onun (asm) gibi hareket eden, onun bütün sözlerine uyan ve onun haliyle hâllenen kişi kâmil Müslüman olur.
Dersin devamındaki şu cümleler her hususta olduğu gibi, melekleri doğru tanımakta da en büyük rehberlerimizin Allah Kelamı ve Resulullah Efendimiz (asm.) olduğunu çok veciz şekilde ders vermektedir:
"Onların suret-i tahakkukunun en ahseni, en makulü, en makbulü, şeriatin şerh ettiği gibidir, Kur’ân’ın gösterdiği gibidir, Sahib-i Miracın gördüğü gibidir."(1)
1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, Birinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Meleklerin sûret-i tahakkukunun en ahseni, en makbulu nasıl olabilir? Meleklerin görünme şeklinin en makulu, makbulu veya en güzeli diye bir durum söz konusu olabilir mi?
“Elbette onların suret-i tahakkukunun en ahseni, en makulü, en makbulü, şeriatin şerh ettiği gibidir, Kur’ân’ın gösterdiği gibidir, Sahib-i Miracın gördüğü gibidir."
Bu paragraf melekler hakkında en sağlam en sağlıklı en detaylı bilgi ancak Allah tarafından verilebilir demektir. İnsanların soyut aklı ile melekler hakkında ki görüş ve fikirleri tahminden öteye geçmez çoğu da ya sağlıksız ya isabetsizdir.
Mesela Yahudilerin haşa ve kella meleklere Allah’ın kızları demesi, maddecilerin melekleri bilinmeyen bir kuvvet şeklinde tarif etmesi, münkir kısmının meleklerin varlığını tamamen inkar etmesi bu ifadenin haklılığını ortaya koyuyor.
Meleklerin varlığını ispat edip izah etme noktasında söz şeriatındır yani Allah ve peygamberlerinindir. Zire binlerce Peygamber melekleri görmüşler onlarla hasbihal edip konuşmuşlar onların keyfiyetini bizzat müşahede etmişler. Bu durumda meleklerin suret-i tahakkuku yani görülmesi ve bilinmesi konusunda söz sahibi nebilerdir onlardan daha iyi bilen ve gören olamaz.