"Mesela, nasıl ki bir zat-ı muciznüma, büyük bir saray yapmak istese,.." Bu paragrafı idare açısından değerlendirerek bir misal üzerinde açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Kâinatın yaratılışında bütün safhalar en mükemmel takdir ve en faydalı şekilde icra edilmiştir. Şu var ki, bütün âlemlerin yegâne yaratıcısı ve icraatçısı Allah’tır. Ancak, hikmetinin muktezası olarak sebeplere de bir vazife vermekle birlikte hüküm daima onun iradesiyle tahakkuk etmektedir. Sebepleri de kendi sahalarında en mükemmel olarak teçhiz etmiştir.
Üstad Hazretleri Lem’alar da şöyle buyurur:
“Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer.” (Lem'alar, Yirmi İkinci Lem'a.)
Bu hakikat her türlü faaliyet için geçerlidir. Sadece bir misal verelim:
Kâinatta tedric kanunu vardır. Yani her iş safha safha, kademeli olarak yapılır. Kâinat bir anda değil, altı gün tabir edilen altı devrede yaratılmıştır. Biz de bir işi yaparken acele etmemeli, hedefimize adım adım ilerleme yolunu tutmalıyız.
“Sabır Rahman’dan, acele şeytandandır.” (bk. Tirmizî, Birr, 66)
hadis-i şerifi de bu noktada bizim için büyük bir derstir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü