"Nâkıs ve perişan istidadım elbette layıkıyla o mürşid-i hakikinin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i halin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"O tahayyürde iken, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetiyle kalbime geldi ki: Bu muhtelif turukların başı ve bu cetvellerin menbaı ve şu seyyarelerin güneşi Kur'ân-ı Hakîm'dir. Hakiki tevhid-i kıble bunda olur. Öyleyse, en âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur."
"Ona yapıştım. Nâkıs ve perişan istidadım elbette layıkıyla o mürşid-i hakikinin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i halin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz. Demek, Kur'ân'dan gelen o Sözler ve o nurlar, yalnız aklî mesâil-i ilmiye değil, belki kalbî, ruhî, hâlî mesâil-i imaniyedir. Ve pek yüksek ve kıymettar maarif-i İlâhiye hükmündedirler." (Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Üçüncü Mesele.)
"Ehl-i kalp ve hâl" Üstad Hazretlerinin bizzat kendisidir ki, Kur’an okyanusundan kabı ve kapasitesi kadar feyiz emiyor ve bu emdiği feyizleri muhtaç gönüllere dağıtıyor. Bu manaya göre; “Ehl-i kalp ve hâl”; Kur’an'dan feyiz almaya liyakat kazanmış ilmî ve manevi kemalat demektir. Yani kalbî ve manevi hâli Kur’an'dan feyiz almaya müsait ve mazhar olan âlim ve evliya demektir.
Malum her akıl ve kalp Risale-i Nurlar feyzini Kur’an'dan tahric edemez, bu ancak ehline mahsustur ki, bu ehliyet, ehl-i kalp ve hâl şeklinde tasvir edilmiştir.
Diğer bir manaya buradaki ehl-i kalp ve sahib-i hâl, Risale-i Nurların muhatap ve müşterileridir. Kur’an bir feyiz okyanusu, insanlar ise bu okyanustan feyiz bekleyen, ama kendi başına alamayan muhtaç gönüllerdir.
Üstad Hazretleri ise bu okyanus ile muhtaç insanlar arasında bir köprü ya da bir feyiz vesilesidir. Üstad Hazretleri akıl ve kalp kabı ile Kur’an okyanusundan aldığı feyizleri ehl-i kalp ve hâl olan insanların seviyesine göre dağıtıyor.
Risale-i Nurlar ise Kur’an’nın feyiz okyanusundan bu asra damlayan birkaç damladır. İnsanlar bu damladan kabına ve kapasitesine göre faydalanıyor demektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü