"Nefs-i emmâresini terkeden evliyalarda dahi bulunan bir nevi muvakkat enâniyet telâkki ediyorum. Siz benim bu hüsn-ü zannımı inat ile kırmayınız..." Muvakkat enaniyet nedir, nerede gözükür?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ben bir zaman enaniyetini bırakmış ve nefs-i emmâresi kalmamış büyük evliyadan şiddetli bir surette nefs-i emmâreden şikâyet ettiğini gördüm, hayrette kaldım. Sonra kat'î bildim ki, âhir ömre kadar mücahede-i nefsiyenin sevabdar devamı için, nefs-i emmârenin ölmesi üzerine onun cihazatı damarlara ve hissiyata devredilir, mücahede devam eder. İşte o büyük evliyalar, bu ikinci düşmandan ve nefsin vârisinden şikâyet ederler."(1)

"... Hayli zaman sonra, nefs-i emmârenin kendi desaisinden başka, daha şiddetli ve daha ziyade söz dinlemez ve daha ziyade ahlâk-ı seyyieyi idame eden ve heves ve damar ve âsab, tabiat ve hissiyat halitasından çıkan ve nefs-i emmârenin son tahassungâhı bulunan ve nefs-i emmâreyi tezkiyeden sonra onun eski vazife-i seyyiesini gören ve mücahedeyi âhir ömre kadar devam ettiren bir mânevî nefs-i emmâreyi gördüm."(2)

İnsan ne kadar nefsini ıslah edip tamamı ile yok etmiş olsa da; Allah bu dünyada hem imtihan etmek hem de manevî terakkiyi devam ettirmek için, insana yeni nefisler verip, onu mücadeleye mecbur kılar. Nefsini tamamı ile terbiye edip öldürdüğü halde, nefsinden şikâyet eden evliyaların varlığı da bu hususu ispat etmektedir.

Nefs-i emmare sahibi ile mücadelenin devam etmesi için, insana musallat edilen ikinci nefis sahibi zat arasında elbette fark vardır. Nefs-i emmaresini terbiye ve ıslah etmiş bir zat, epey bir yol kat’ etmiş, manen terakki etmiş ve yüksek makamlara çıkmıştır.

“Belki nefs-i emmâresini terkeden evliyalarda dahi bulunan bir nevi muvakkat enâniyet telâkki ediyorum” cümlesini bu şekilde mütalaa edebiliriz. Yani Nur talebelerinde görünen geçici enaniyet hali, nefsini öldürdüğü halde ikinci bir nefse maruz kalan evliyaların haline benzetiliyor. Bu sebeple manevî cihetten çok yüksek gördüğümüz ve bildiğimiz bir evliya ya da Nur talebesinde bir enaniyet hali, hatta günah görürsek ona suizanda bulunmamalıyız. Bunun geçici ve normal bir durum olduğunu düşünüp muhabbet ve uhuvvetimizi devam ettirmeliyiz.

Dipnotlar:

(1) bk. Şualar, On Üçüncü Şua.
(2) bk. Kastamonu Lâhikası, (148. Mektup).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...