"Nihayetli mahdud bir şeyden nihayetsiz levhaları ve bir tek şahıstan pek çok şahısları ve bir hakikattan pek kesretli hakikatları göstermek..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“Nihayetli mahdud bir şeyden nihayetsiz levhaları,..”
Buradaki nihayetsiz levha ifadesi, kesret ifade edip sayılamayacak kadar çok demektir. Mesela insan bedeni sınırlı bir varlık olmakla birlikte, bir tek bedende her saniyede elli milyon hücre yaratılmakta bir o kadarı da ölüm kanunuyla bedenden terhis edilmektedir.
“Bir tek şahıstan pek çok şahısları,..”
Bir İmam Gazali, İmam Rabbani, Abdulkkadir Geylani ve Üstadımız Said Nursi Hazretleri gibi büyük mürşitler bir tek şahıs olmakla birlikte binlerce, milyonlarca nuranî insanları meyve vermişler, milyonlarca insanın yapacağı işleri tek başlarına yapıp gitmişler. Allah bu gibi zatlara üstün bir kabiliyet takıyor, onları adeta tek başına bir ordu gibi güçlü kılıyor. Bir Arap şairinin dediği gibi, ‘Bütün âlemi bir şahsiyette toplamak Cenâb-ı Hakk’a zor gelmez.”
Evet, insan fıtratındaki muazzam kabiliyet ve donanımlar, insanı ferd-i, külli haline getirmiştir. Yani insan tek bir fert iken, istidadı sayesinde kâinatın küçültülmüş bir misali haline gelmiştir.
“İnsanın bir ferdi sair hayvanatın bir nev’i hükmündedir.” (17. Lem’a)
Allah, insana sayısız hissiyat ve cihazat vermiş ve duygularına sınır koymamış ta ki, çok makam ve mertebelerde çok vazifeler görebilsin, kâinatın halifesi ve neticesi olduğunu göstersin. İnsan sahip olduğu maddî ve manevî cihazlar, latifeler ve duygular sayesinde, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının tecellilerini tartıp ölçebilir. Kâinatın umumunda yazılı olan İlâhî hakikatler, aynı şekilde insanın mahiyetinde de yazılmıştır. İnsan, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarına tam bir ayna olması, ahsen-i takvim suretinde yaratılması cihetiyle bütün canlılardan daha üstündür.
“Bir hakikatten pek kesretli hakikatleri,..” (1)
Kur’an’ın her bir suresi, her bir ayeti hatta her bir harfi marifet, hakikat ve feyiz hazinesidir.
Habib-i Kibriya Efendimiz (asm.) bir tek şahıs iken, âdeta bütün ulvî hakikatlerin esası ve temelidir. Bütün güzel hasletler onda cem olmuştur.
Allah’ın herbir ismi bir tek hakikat iken, sayısız hakikatler ondan hâsıl olabiliyor. Mesela; Rezzak bir isim iken, ondan sayısız rızıklar çıkmıştır. Hatta bu ismin penceresinden bakıldığında, koca dünya muhteşem bir sofra şeklinde görülür.
(1) bk. Lem'alar, Otuzuncu Lem'a, Altıncı Nükte.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü