"Sırr-ı kayyûmiyete bakan hadsiz faaliyet-i İlahiyedeki hikmetin ikinci şubesi: Esmâ-i İlahiyeye bakar." Buranın kayyûmiyetle alakasını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Sırr-ı kayyûmiyete bakan hadsiz faaliyet-i İlâhiyedeki hikmetin ikinci şubesi: Esma-i İlahiyeye bakar."
"Malûmdur ki, herbir cemal sahibi, kendi cemâlini görmek ve göstermek ister. Herbir hüner sahibi, kendi hünerini teşhir ve ilan etmekle nazar-ı dikkati celb etmek ister ve sever."
"Ve hüneri gizli kalmış bir güzel hakikat ve güzel bir mana, meydana çıkmak ve müşterileri bulmak ister ve sever."
"Madem bu esaslı kaideler, her şeyde derecesine göre cereyan ediyor; elbette Cemîl-i Mutlak olan Zât-ı Kayyûm-u Zülcelâlin bin bir esma-i hüsnasından her bir ismin, kâinatın şehadetiyle ve cilvelerinin delâletiyle ve nakışlarının işaretiyle, her birisinin her bir mertebesinde hakiki bir hüsün, hakiki bir kemal, hakiki bir cemal ve gayet güzel bir hakikat, belki her bir ismin herbir mertebesinde hadsiz envâ-ı hüsünle hadsiz hakaik-i cemîle vardır." (Lem'alar, Otuzuncu Lem'a, Altıncı Lem's)
İlahi isimler; manalarını, güzelliklerini, mükemmelliklerini ve hakikatlerini göstermeye vesile olan eşyanın istikrar ve devamlılığını istiyor. Bu da eşyanın var oluşunda ve devamlılığında önemli bir esas oluyor. Eşyanın var olması ve sürekli bir faaliyet içinde olmasında ilahi kudret birincil sebep iken, ilahi isimler ise ikincil ve manevi sebepler oluyor.
Mesela Rezzak ismi kendi manasını, güzelliğini ve hakikatini rızık ve rızka muhtaç canlılar aynasında görüyor ve gösteriyor. Rızka muhtaç canlıların devamlı olmasında Rezzak isminin böyle bir kayyumiyet sırrı bulunuyor.
Rızık ve rızka muhtaç canlılar olmasa Rezzak ismi kendi mana ve güzelliğini ilan edip gösteremez. Bu sebeple Rezzak ismi kendini ilan edip göstermek için açlık ve rızık döngüsünü ve faaliyetini iktiza ediyor. İlahi kudrette bu döngü ve faaliyeti fiilen yaratıyor. Yani ilahi kudret canlıların var oluşunda ve devamlılığında teknik ve yaratma anlamında kayyum iken Rezzak ismi de manevi iktiza ve gereklilik açısından kayyum oluyor. Diğer isimlerde Rezzak örneğinde olduğu gibidir.
"Madem bu esmanın kudsî cemallerini irae eden âyineleri ve güzel nakışlarını gösteren levhaları ve güzel hakikatlarını ifade eden sahifeleri, bu mevcudattır ve bu kâinattır."
"Elbette o daimî ve bâki esma, hadsiz cilvelerini ve nihayetsiz manidar nakışlarını ve kitablarını; hem müsemmaları olan Zât-ı Kayyum-u Zülcelal'in nazar-ı müşahedesine, hem hadd ü hesaba gelmeyen zîruh ve zişuur mahlukatın nazar-ı mütalaasına göstermek ve nihayetli mahdud bir şeyden nihayetsiz levhaları ve bir tek şahıstan pek çok şahısları ve bir hakikattan pek kesretli hakikatları göstermek için, o aşk-ı mukaddes-i İlahîye istinaden ve o sırr-ı kayyumiyete binaen, kâinatı umumen ve mütemadiyen cilveleriyle tazelendiriyorlar, değiştiriyorlar." (bk. ege.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü