"Nihayetsiz cud ve seha nihayetsiz ihsan ve nimetlendirmek ister." ifadesinde, cud ile ihsanın, seha ile nimetlendirmenin münasebetini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
"Cûd” bolca nimetlendirme, “sehâ” da cömertçe ihsan etme manalarını taşımaktadır.
Üstad'ın ifadesiyle, "Cihet muhtelif olduğunda hüküm muhtelif olur."
Bir cihette bakıldığında eşyada son derece bolluk ve sayıca çokluk göze çarpar. Sayısını bilemediğimiz balıklar, karıncalar gibi. Ama diğer cihetten baktığımızda bunların her birinin vazifesi vardır. Tek bir karınca dahi israf edilmemiş, her birine vazife verilmiştir. Dolayısıyla eşyada hem bolluk hem de tam bir hikmet söz konusudur.
Dördüncü Hakikat'te, genel hatları ile dünyada eserleri görünen cömertlik ve güzellik hakikatleri ile “Cevad” ve “Cemîl” isimlerinin âhirete olan işareti izah edilmişti.
Sonsuz cömertliğini kâinatta eserleri ile gösteren bir Cevvâd-ı Kerim’in, insanları ölüm ile yokluğa atıp bir daha onlara ikram ve ihsanda bulunmaması mümkün değildir. Zira sonsuz sehâvet sahibi olan Allah, ebediyen ikramda bulunmak ister. Bu da ancak âhiretin inşası ile mümkündür.
Yine sonsuz güzelliğini kâinatta eserleri ile gösteren Cemil-i Mutlak, insanları yokluğa atmak gibi bir çirkinliği yapmaktan münezzehtir. Yokluk kemale zıddır. Allah ise sonsuz kemaldedir ve noksanlıklardan pâktır.
Cömertlikte hem kemal hem de cemal manası beraber bulunuyor. Yani cömertlik hem güzeldir, hem de kemal bir sıfattır. Dolayısı ile cömertlik ile cemal ve kemal arasında kuvvetli bir alaka vardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü