"Onun kudreti dahi mükemmeldir, zarurîdir, zâtîdir, zâtından doğar ve zâtının lâzımıdır." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kudretinin kâmil olması: Allah’ın kudretinin sonsuz bir mükemmellikte olması, demektir. Sonsuz bir mükemmellikte olan kudrete, zıddı olan acizlik ve noksanlık asla yanaşamaz. Allah her türlü noksanlardan münezzeh ve mukaddestir.
Mutlak kemalde olan bir kudret için her şeyi yaratmak bir şeyi yaratmakla eşittir. Zira kudretinde bir makam ve mertebe yoktur, öyle ise böyle bir kudrete ağırlık ve hafiflik, uzaklık ve yakınlık, genişlik ve darlık da yoktur demektir. Böyle bir kudretin nazarında ceviz ile dağ müsavidir.
Allah’ın sonsuz;
“Kudretine nisbeten, zerreler, yıldızlar birdir.”
“En büyük, en küçük kadar kudretine nisbeten rahattır.” (20. Mektup)
Metinde geçen nisbet kelimesi çok mühimidir. Zira bazı insanlar birçok hakikatleri kendi güç ve kuvvetlerine, kendi ilim ve iradelerine nispet ettikleri için akıllarına sığıştıramaz ve inkâra saparlar. Mesela, bir insan “Cenab-ı Hak sonsuz işleri birlikte nasıl yapmaktadır?” sorusunun cevabını ararken kendisinin bir anda iki iş yapamadığını ölçü alırsa, o büyük hakikati idrak edemez ve inkâra sapabilir.
Kendi sınırlı kudretini ölçü alarak kâinattaki sonsuz kudret tecellilerine bakmak da insanı aynı hataya götürür. Daha önce de arz ettiğimiz gibi, Allah’ın bütün sıfatları ezelîdir, mutlaktır ve sonsuzdur. İnsanın ise kendisi gibi sıfatları da sonradan yaratılmıştır, hepsinin bir başlangıcı ve sonu vardır. İnsan bu hakikatten gaflet ettiği taktirde çok açık hakikatleri aklına sığıştıramaz ve inkâr yoluna girer.
Kudretin zaruri olması: Sonsuz kudret ilahlık için gerekli ve zaruri bir sıfattır. Allah’ın hakiki manada ilah olması için sonsuz bir kudrete sahip olması gerekir. Nasıl insanın yaşaması için beyin ve kalp gerekli ve zaruri ise, Allah’ın da ilah olması için sonsuz kudret sahibi olması gerekli ve zaruri demektir.
Kudretinin zati olması: Allah’ın kudret sıfatı ezelde ve ebette vardı. Yani sonsuz kudret ile Allah’ın Zatı ezelî ve ebedî olarak birbirleri ile beraber vardı. Allah -hâşâ- bu kudret sıfatını sonradan kazanmış ya da almış değildir. Allah’ın sonsuz kudreti Allah’ın Zatı ile kaim olup ezelî ve ebedidir; başlangıcı ve sonu yoktur. Mesela insanın cüz’i kudreti zatî değil arızidir, yani bu cüzi kudret insana sonradan Allah tarafından verilmiştir. Ama Allah’ın kudreti onun Zatı ile ezelî olarak kaim idi.
“Şu kâinatın Sâni-i Zülcelâli, Vâcibü'l-Vücuddur.” (20. Mektup)
Vücud, varlık demektir. Allah’ın varlığı vacibdir. Üstadımızın ifadesiyle; “Onun vücudu zâtîdir, ezelîdir, ebedîdir, ademi mümtenidir, zevâli muhaldir.”
Kâinatta her şey mahlûktur Allah ise vacibü’l-vücudur, bütün varlıkları yokluktan kurtarıp var edendir.
Kâinatın varlığı zâtından değildir, Allah onun yok olmasını irade ettiğinde yok olur. Allah’ın varlığı ise zatîdir, yani varlığı zâtının lazımıdır. Üstadımızın kudret bahsinde ifade ettiği gibi; “bir şey zatî olsa onun zıddı ona araz olamaz.” Allah’ın da varlığı zatî olduğu için, O’nun varlığına yokluk yanaşamaz; “ademi mümtenidir, zevâli muhaldir.” O, ezelde var olduğu gibi, varlığı ebeden devam edecektir.
Zatından neşet eder ve zatının lazımıdır: Bu cümlede diğer cümlelerin bir özeti, bir tekrarıdır. Yani Allah’ın sonsuz kudreti Allah’ın Zatı ile kaim olup, ezelî ve ebedî olarak var olan bir sıfattır.
“Neşet eder” ifadesi, yedi sıfatın kaynağının Allah’ın Zatı olduğuna işaret ediyor. Yani Allah’ın yedi sabit sıfatı olan Hayat, İlim, İrade, Kudret, Kelam, Sem ve Basar Allah’ın zatı ile kaim ve zatının lazımı olan sıfatlardır, asla zatından ayrı düşünülemezler, demektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar