"Her şeye kadîr öyle bir kudreti var ki; bütün eşyayı ihata etmiş ve Zât-ı Vâcib-ül Vücud'a lüzum-u zâtî ile ve fenn-i mantık tabirince zaruriyet-i nâşie ile lâzımdır,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Her şeye kadîr öyle bir kudreti var ki..."

Allah’ın kudreti sonsuz olduğu için, gücü her şeye yeter, hiçbir fiil, hiçbir varlık O’nu aciz bırakamaz.

"Bütün eşyayı ihata etmiş..."

Allah’ın kudreti muhit, yani her şeyi ihata etmiş. O muhit kudret için azla çoğun hiçbir farkı yoktur. Mesela, hava bütün yeryüzünü ihata ettiği için bir kişinin nefes almasıyla bütün insanların nefes alması arasında hava için bir kolaylık veya güçlük düşünülmez. Güneş için de bir kişiyi aydınlatmakla milyonları aydınlatmak arasında fark olmaz. Allah’ın bu aciz ve cansız varlıkları, O’nun ihsanıyla böyle küllî işleri külfetsiz yaparlarsa, elbette bütün mevcudatın Halık’ı olan Allah bütün varlık âlemini bir tek zerre gibi kolaylıkla sevk ve idare edebilir.

"Zât-ı Vâcib-ül Vücud'a lüzum-u zâtî..."

Vücud, varlık demektir, zıddı ademdir, yokluktur. Vahdet de birlik manasına gelir, zıddı kesrettir, çokluktur.

Vücub-u vücud; varlığının vacib olması demektir. Allah’ın varlığı vacibdir, yani O’nun varlığı zatındandır, ezelî ve ebedîdir, olmaması muhaldir. Bütün mahlûkatın varlıkları ise mümkin olarak ifade edilir. Mümkin, varlığı zatından olmayıp, Allah’ın yaratmasıyla varlık sahasına çıkan, O dilediğinde yokluğa mahkûm olan demektir. Mümkinin olup olmaması müsavidir.

"Fenn-i mantık tabirince zaruriyet-i nâşie ile lâzımdır, vâcibdir, infikâki muhaldir, imkânı yoktur."

"Zaruriyyat-ı nâşie" bir şeyin kendisinde bulunması zaruri olan ve ondan ayrılması mümkün olmayan ve zatî sıfatlarından meydana gelen zaruretler demektir. Mesela, ısı ve ışığın güneşin zarurî bir vasfı olması gibi. Işık nasıl güneşin ayrılmaz bir vasfı ise, sonsuz kudret de Allah’ın Zatının ayrılmaz ezelî bir vasfıdır. Bu vasfın Allah’tan ayrı düşünülmesi ya da ona sonradan ilavesi mümkün değildir.

Allah’ın ilim, irade, kudret, sem, basar, hayat ve kelam sıfatları da O’nun zaruri sıfatlarıdır, O’ndan ayrı olması düşünülemez. Bu yedi sıfat ile Allah’ın Zâtı arasındaki alaka, vaciptir ve ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Yani bu sıfatların Allah’ın zatından ayrılması, ayrı düşünülmesi belli bir süreden sonra kopması diye bir şey asla ve kat’a söz konusu olamaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...