"Seyr-i enfüsî ve seyr-i âfâkî bu suretle cereyan ediyor." Bu kavramları izah eder misiniz, bu muhteva sahabelerde yok muydu?
Değerli Kardeşimiz;
Üstadımızın bu cümle ve devamındaki açıklamalarından "seyr-i enfüsî" ve "seyr-i âfâkî" kavramlarının tarikat ve tasavvufa özgü kavramlar olduğunu anlıyoruz.
Sahabe mesleği olan akrabiyet mesleğinde zaman, süreç, seyir, meşakkat, nefsi öldürme gibi durumlar olmadığı için, sahabede enfüs ve afak bir yüzey gibi, bir hat gibi, bir nesne gibi, bir anda bir kademde tevhide ayna olabiliyor.
Yani sahabede önce içe dalıp sonra dışa çıkma ya da önce dışa bakıp sonra içi halletme gibi bir şey söz konusu değildir. Onlar tevhit hakikatini öyle bir şekilde okuyorlar ki, bu okuma anında içte ve dışta bir anda mamur oluyor. Bir sıralama bir tertip bir süreç içine girmiyorlar.
Sahabe iman hakikatine mazhar olduğu anda, içindeki kalp ile dışarıdaki yıldız aynı anda ona kesb-i marifet oluyor. Tabiat da enaniyet de sahabenin keskin ve latif nazarında, aynı anda, müddetsiz, süreçsiz bir şekilde tevhit argümanına dönüşüyorlar. Yani ene ve tabiat perdeleri aynı anda açılıyorlar, onlar için bir tertip bir sıralama söz konusu olmuyor. Yoksa bir nazar-ı Nebevi (asm) ile velayet makamına çıkmaları mümkün olmazdı.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü