"Size, kâinatın en büyük meselesi olan iman hizmeti yeter; diye, bizi merhametkârâne o hâdiseye mahkûm eyledi." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın bu dünyadan ahirete imanla göçmesi, dünyanın bütün işlerinin fevkındedir, her meseleden daha mühimdir. Bu sebeple her insanın en büyük davası ve en mühim meselesi, imanla kabre girip girmemesidir. Dünyanın en büyük sayılan meselesi bile bunun yanında çok sönük, basit ve ehemmiyetsiz kalır.
"Herkesin, İmân mukabilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer İmân vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor. Hattâ bir ehl-i keşif ve tahkik, bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişler. Acaba bu kaybettiği dâvânın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi?"(Şualar, 11. Şua, 4. Mesele)
Üstadımız bu meseleyi çok iyi bildiği için, bütün himmetini ve mesaisini insanların imanını kurtarmaya adamış ve talebelerini de bu yola sevk etmiştir. "Size, kâinatın en büyük meselesi olan iman hizmeti yeter" Cümlesi de bu hakikate işaret ediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü