"Şu kelimede şifalı, saadetli bir müjde vardır." Müjde ve şifayı "Vahdehu"nun kelime manasını da vererek izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Yirminci Mektub’ta ifâde edilen her bir kelimenin ihtivâ ettiği her bir mâna; insan ruhunun mâhiyetinde olan acz, fakr ve zaafı ile birlikte, nihayetsiz düşmanlarının varlığı, eli yetişmediği ihtiyaç dairesinin genişliği ve talip olup ama güç yetiremediği sâadet-i ebediye gibi büyük ve derin yaralarını tedavi eden birer ilaç, yeni duyduğu birer müjde, duymaktan hadsiz zevk aldığı birer lezzet olarak tarif edilmektedir.

Âdeta, aşere-i mübeşşereye verilen müjde gibi, sâadet-i ebediyenin varlığıyla müjdelenmek, Hazret-i Eyyûb (as) gibi bizim de acz, fakr ve zaaf yaralarımızı tedavi etmek ile şifâ bulmak ve mânen cennete gitmiş gibi de zevk almak hislerini vermektedir. O yüzden, her bir kelime ya bir şifâ, ya bir müjde, ya da bir mânevi zevk veren bir tablodur.

Her bir kelime; Allah'ın bir ismine dayandığı ve onun izahı olduğu hasebiyle, mârifetullahtan gelen huzuru ifade eden muhabbetullâhtır.

Vahdehu, “Allah birdir” mânasına gelir. Bu bir olma, O’nun “yegâne, essiz, benzersiz” olduğunu ifade eder. Şöyle ki: Allah’ın varlığı vacibdir, zâtı ezelî ve ebedîdir. Varlığı zâtından olan, ezelî ve ebedî bir başka varlık yoktur. Bütün varlıklar mümkin grubuna girerler, hâdis ve fanidirler; yani sonradan yaratılmışlardır; evvelleri ve ahirleri vardır.

Meseleyi sıfatlar açısından ele aldığımızda şu hakikat karşımıza çıkar: Sıfatları sonsuz ve mutlak olan yegâne zât Allah’tır. Bütün varlıkların sıfatları Allah’ın yaratmasıyla tahakkuk etmiştir. Her mahlûkun zâtı gibi sıfatları da sınırlıdır. Kudret sıfatını misal alalım: Güneşin cazibe kuvveti de, ruhun kuvvet sıfatı da Allah’ın ihsanıdır. Her ikisi de mahlûktur ve sınırlıdır. Allah’ın kudreti ise sonsuzdur. Ne kadar âlem yaratsa kudretinde hiçbir azalma olmayacağı gibi, O’nun kudretini faaliyetten men edecek yahut sınırlayacak hiçbir kuvvet ve kudret de yoktur.

Vahdehu lâ şerîke leh: Allah’ın bir olup şerikten münezzeh olduğunun ders verilmesi mü’mine hem bir müjde hem de şifadır. Zira Allah dilemedikçe kimsenin ona zarar veremeyeceğini bilen bir mü’min şeriki ve naziri olmayan Rabbine tevekkül etmekle rahat ve huzur bulur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...