"Terğib ve terhibin devamı, ancak vicdanda mevcut tahrik edici bir emrin vücuduyla olur. İşte bu âyetle, terğib hissi uyandırılmıştır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kur’an’da insanı ıslah ve terbiye etme usulü terğib ve terhib, yani ümitlendirmek ve korkutmak şeklinde olmaktadır. Bu iki mefhum ve terbiye usulü ise, birbirine zıttır. Bu ıslah ve terbiye usulü, beşerî sistemlerde de aynıdır. Mükâfat ve mücazat manası iki taraflı olarak tatbik edilmez ise, insanın ıslahı ve terbiyesi olamaz. Sadece mükâfat gösterilse, yani terğib olsa, insan şımarır ve azar. Sadece mücazat olsa, yani terhib olsa, bu sefer de ümitsizliğe düşer, tamamen kendini bırakır. Bu yüzden, terğib ve terhib, yani ümit ve korku dengeli olarak beraber olması gerekir.
İnsandaki nefis, heva ve hayvanî hisler ancak korkutmak ile ıslah ve terbiye olur. Bu yüzden, Kur’an terhib (korkutmak) gayesi ile cehennemden haber vererek, insanın nefis ve hevasını tahrik ederek, haddinden tecavüz etmemesini temin ediyor.
Yine insanda kalb, ruh, vicdan, gibi hisler ancak ümit ile yeşerir, böylece ıslah ve terbiye olurlar. Bu yüzden Kur’an terğib (ümitlendirmek) maksadı ile cennetten haber vererek, insanın kalp, ruh, vicdan gibi duygularını tahrik ederek, hakka ve doğruya doğru şevklendiriyor.
Burada tahrik tabiri, bir şeyi harekete geçirmek, sevk etmek manasında müsbet manada kullanılmıştır. Uyandırmak ile tahrik arasında latif şöyle bir fark vardır. Uyandırmak ekseriyetle müsbet şeyler için; tahrik ise menfi şeyler için kullanılır. Ama burada ortak manası terğib ve terhib her ikisi de müsbet neticeye sevk için kullanılmıştır. Korkutmaya tahrik, netice itibari ile hayır içindir. Yani cehennemden korunmak için tahrik veriliyor. Öyle ise kalbi cennete karşı uyandırmakla müsavi sayılır.
"Ve yine, nefsin, vicdanın ve aklın hükümlerine itaatlerini devam ettiren tergib ve terhib, yani ümit ve korku hisleri lâzımdır. Bu hislerin vücut bulup devam etmeleri ancak, tergib ve terhib, yani ümitlendirmek ve korkutmakla olur. Tergib ve terhibin devamı, ancak vicdanda mevcut tahrik edici bir emrin vücuduyla olur. İşte bu âyetle, tergib hissi uyandırılmıştır. Evvelki âyetlerle de, terhib hissi tahrik edilmiştir. Bu itibarla, aralarında tezâdî bir münasebet vardır."(1)
Terğib; bir şeye teşvik ve rağbet ettirmek manasına geliyor. Uyandırmak tabiri daha latif ve daha naif bir tabir olduğu için, elbette terğib kelimesine yakışır ve onun mana bütünlüğüne daha münasip düşer. Bu sebeple terğibe uyandırmak tabiri sarf edilmiştir.
Terhib ise, bir şeyden sakındırmak, korkutmak ve men etmek manalarına geliyor. Tahrik tabiri uyandırma tabirine kıyasla daha sert ve daha kesif bir tabirdir. Bu sebeple terhibe tahrik tabiri daha münasip düşer.
İşin tabiatı ne ise, o işe sarf edilecek tabirin de o tabiata uygun olması belağattandır. Cennet müjdesi insanların yatmış hissiyatlarını uyandırırken, cehennem tehdidi de gafil hissiyatları tahrik eder.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, Âyet: 25
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar