Üstad'ımız, mesleğimizin esasının sırren tenevveret tarzında olmasını meşveretle mi tesis etmiş, yoksa kendi içtihadı mı?
Değerli Kardeşimiz;
Sırren tenevveret; kelime olarak, gizli aydınlanma ve nurlanma demektir. Risale-i Nur'da "sırren tenevveret"in manası ise, müsbet hareket, asayişe zarar vermeden, gürültü patırtı çıkartmadan, gösteriş ve nümayişten uzak, devlet ve resmî müesseselerle mümkün mertebe karşı karşıya gelmemek olarak anlayabiliriz.
Üstad'ımız bu ihtiyatlı hizmet anlayışını -âdeta- kendisine çok asırlar evvelinden seslendiğine ve yol gösterdiğine inandığı Hz. İmam-i Ali'den aldığı ders olduğunu aşağıdaki cümleler gibi çok yerlerde ifade ediyor:
"Rabian: Risaletü’n-Nur, kendi kendine Kur’ân’ın himayeti ve hıfz-ı Rabbânî altında intişar ediyor. İmâm-ı Ali (r.a.) iki defa sırren, sırren demesi işaret eder ki, perde altında daha ziyade feyiz ve nur verir. Sizin gibi kardeşlerim, zamanın sarsıntılı hâdisâtına karşı -şimdiye kadar gibi- yine tam mukavemet eder ümidindeyim. مَنْ اٰمَنَ بِالْقَدَرِ اَمِنَ مِنَ الْكَدَرِ düsturumuz olmalı." (Kastamonu Lahikası, 7. Mektub)
"Vazifemiz, ihlâs ile ve sebat ve tesanüdle ve mümkün olduğu kadar ihtiyatla, “sırren tenevveret” irşad-ı Alevîyi fiilen tasdik etmek, ona göre hareket etmektir." (Emirdağ Lahikası I, 156. Mektub)
Risale-i Nurlar, bilindiği üzere büyük baskıların ve sıkı takiplerin olduğu bir dönemde yazılmıştır. Din ve diyanetin yasaklandığı, dini eserlerin yazdırılmadığı, din adamlarının idam ve baskılar ile susturulduğu veya susturulmaya çalışıldığı bir ortamda meydana çıkmıştır.
Nur Cemaati, müsbet hareket ederek ve asayişe de zarar vermeden hizmet etmeyi prensip kabul eden bir hareket olduğu için, hizmetlerini perde arkasında ve gürültüsüz yapmıştır.
Üstad'ımız bu hizmet anlayışını hizmet arkadaşlarıyla oturup meşveret ederek karar vermiş değildir. Bu hizmet anlayışını, hususi Üstad'ı olan İmam-ı Ali (r.a) Efendimizden almıştır.
İlave bilgiler için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü