"Ayetlerimi az bir para karşılığında satmayınız." Mealindeki ayeti açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"İçinde hidâyet ve nûr olan Tevratı biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili meselelerde onunla hükmederlerdi. Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile görevlendirilmeleri sebebiyle, yine onunla hüküm verirlerdi. Hepsi de kitabın hak olduğunun şahitleri idiler. O halde ey hakimler, insanlardan korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi az bir menfaat karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam kâfirdirler." (Maide, 5/44)
"Sizin yanınızda bulunan Tevratı tasdik etmek üzere indirdiğim Kur’ân’a iman edin, onu inkâr edenlerin başını siz çekmeyin. Âyetlerimi az bir fiatla, yani dünya menfaati karşılığında satmayın. Asıl bana karşı gelmekten sakının." (Bakara, 1/41)
Bunun gibi ayetlerde öncelikle belli bir para karşılığı ayetlerin satılması yani hükmünün yok sayılması yahut değiştirilmesi yasaklanmakla birlikte, ayette başka yasaklara da işaret edilmiştir; dinlerini dünyaya satmak, Allah’ın âyetlerinde ortaya koyduğu emir ve yasaklarını dünya menfaati uğruna çiğnemek, kalplerindeki imanlarına rağmen, şeytanın ve nefs-i emarenin telkinlerine boyun eğmek gibi.
Bu ayet-i kerime, Allah'ın yüce kitabını maddî menfaati için kullananlara, yanlış yorumlayanlara, haramları helâl, helâlleri haram göstermeye kalkışanlara karşı bir ikazdır.
Günümüzde makam ve mevki elde etmek ya da şöhret için, ayetleri ehl-i sünnetin anlayışından uzak bir şekilde kendi heva ve hevesine göre yorumlayanların hali de bu ayetin şümulüne dâhildir. Hulasa, Kur’ân-ı Kerimi şahsi menfaatlerine vasıta yapan herkes, bu ayetin tehdidine muhataptır.
"Elbette, herkesten ziyade, bütün kuvvetimizle ihlâsı kazanmaya mecbur ve mükellefiz. Ve ihlâsın sırrını kendimizde yerleştirmek için gayet derecede muhtacız. Yoksa, hem şimdiye kadar kazandığımız hizmet-i kudsiye kısmen zayi olur, devam etmez; hem şiddetli mes’ul oluruz. وَلاَ تَشْتَرُوا بِاٰيَاتِى ثَمَنًا قَلِيلاً âyetindeki şiddetli tehditkârâne nehy-i İlâhîye mazhar olup, saadet-i ebediye zararına, mânâsız, lüzumsuz, zararlı, kederli, hodfuruşâne, sakîl, riyâkârâne bazı hissiyat-ı süfliye ve menâfi-i cüz’iyenin hatırı için ihlâsı kırmakla, hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecavüz, hem hizmet-i Kur’âniyenin hürmetine taarruz, hem hakaik-i imaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz."(1)
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü