"Bununla kâinatı tahkir edip kendisine müştekî eder." Mana-yı harfi ile bakmamanın neticesi olan bu cümlenin izahını yapar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"İlm-i hikmet" dedikleri felsefenin kâinatı tahkir etmesi şöyle olur:
Mevcudatın kemali ve kıymeti, Allah’a bakan yüzlerindedir. Her bir mahlûk, Allah’ın sanatı olması ve onu tesbih ve zikretmesiyle kıymet kazanır.
Felsefe ise mevcudatın ibadetini görmez ve göremez. Belki de inkâr eder. O vakit, ibadet ve tesbih etme noktasında yüksek makamda bulunan o mahlûklar kıymetçe aşağıya düşerler ve birer başıbozuk derekesine inerler.
Ayrıca her biri birer ilahî mektup ve Allah’ın güzel isimlerinin birer aynası olan mevcudatı, ehemmiyetsiz, vazifesiz ve perişan bir vaziyette telâkki eder. Bu telakki ile de mevcudatın kıymetini tahkir eder, onların kemalatını inkâr eder ve onların hukukuna tecavüz eder.
Mesela, gayet hüzünlü ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve hüzünlü sûretinde görür. Gayet sevinçli, neşeli ve neşesinden gülen bir adam ise, kâinatı neşeli ve güler görür. Gafletle veya inkârla ibadeti terk eden adam ise, mevcudatı ibadetsiz, başıboş, vazifesiz ve perişan bir sûrette tevehhüm eder ki, işte bu tevehhüm, mahlûkatın hukuklarına bir tecavüz ve manen onlara bir zulümdür. İşte bu zulümden dolayı da kâinat kâfirden şikâyetçi olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü