"Bütün sıfatların esası ve menbaı ve İsm-i Âzamın masdarı ve medarı olmuştur." Hayatın İsm-i Âzamın masdarı olmasını izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Cenab-ı Hakk'ın "hayat" sıfatı, diğer bütün isim ve sıfatların kaynağıdır. Çünkü bir insanın konuşması, işitmesi, görmesi, ilim, irade ve kudretini kullanması ancak hayat sahibi olmakla mümkündür. Dolayısıyla "hayat" sıfatı diğer bütün sıfatların ana kaynağı olmaktadır.

Bu latif meseleyi insan üzerinden cevaplamaya çalışalım:

İnsan canlı ve hayatlı iken işitir, görür, koklar, tat alır, konuşur, dokunur, düşünür, sever vesaire. Ama insan öldüğünde hayata bağlı olan bütün bu vasıfları yok olup gider. Demek insanı, insan yapan bu değerli vasıf ve özelliklerin hepsi hayata bağlı hayattan fışkıran ve hayata mebni şeylerdir.

İnsanın bütün duygu ve hissiyatlarının en büyüğü ve en seçkini bir sıfat düşünelim ve bu sıfat insanın ism-i azamı olsun. Mesela, insan sıfatları içinde düşünebilme vasfını (Âlim) ism-i azam gibi kabul edelim. İnsanın düşünebilmesi hayata ve canlı olmasına bağlıdır. Bu durumda hayat, ism-i azam olan o "Âlim" sıfatına masdar yani kaynak ve memba olmuş oluyor. Çünkü ölü bir insan ne düşünebilir nede sevebilir.

Aynı şekilde Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının hakiki memba ve kaynağı, Allah’ın hayatlı ve diri olma vasfına dayanır ve onun ile kaimdir. -Farz-ı muhal olarak- Allah'ın "hayat" sıfatı olmasa bütün kemal sıfatları söner hiçbir sıfatı ve ismi baki ve diri kalamaz.

Demek bu anlamda Allah’ın ezelî hayatı hem isimlerine hem sıfatlarına hem de en büyük ismi olan Allah lafzına bir masdar bir memba bir kaynak oluyor. Hayat bu yönü ile ism-i azamın masdarı ve kaynağıdır. bir kişinin hayatsız isim ve sıfatları olmaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...