Ebedler tarafında ve zerreler âlemi ve ezel canibinden gelen hitabı nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın bedenini teşkil eden zerreler, daha önce Allah’ın kâinat kışlasında muarefe içinde idiler. O’nun emri ve kanunu dairesinde hareket edip, O’na tam bir inkıyad ve itaat içinde idiler. Hal böyle iken, insanın kışla hükmünde olan bedeninde toplanıp orada bir ömür hizmet ettikten sonra, ölüm emri ile dağılmaları ve sonra yeniden toplanmaları meşakkatli bir iş değildir.
Allah ruhlar âleminde bütün ruhlara; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu ve bütün ruhlar “Kalu Bela.” (Evet, sen bizim Rabbimizsin) diye cevap verdiler. (A’raf Suresi, 172)
Bütün bunlar her şeyin Allah’ın sonsuz kudret ve iradesinde olduğunu gösteriyor. "Nasıl olur da bu mevcudat ikinci diriliş emrini aldıklarında O’na zorluk çıkarabilsinler?" denilmek sûreti ile ikinci diriliş olan haşrin ne kadar kolay ve makul olduğuna dikkat çekiliyor.
Ebed tarafı, ikinci hayat olan ahiret âlemine işaret ederken, ezelden gelen hitap Kur’an’a işaret ediyor. Zerreler âlemi ise, şehadet âleminde cevelan eden atomlara kinayedir.
Ruhların ebed tarafında ve zerreler âleminde olması, kâinatın daha tam teşekkül etmediğine işaret ediyor. Yani ruhların, kâinattan daha önce yaratıldıkları anlaşılıyor. Belki kâinat ruhların bu macerası esnasında, madde bakımından sadece zerrelerden ibaretti, daha sonraları teşkil ve tanzim olundu.
Ruhların, Allah’ın "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sualine, verdikleri cevap hengâmında, kâinat zerrelerden ibaretti, daha sonları teşekkül ve tanzime geçildi.
"Ebedler âlemi" ifadesi her şeyin ayan beyan olduğu ahiret âlemini ifade ediyor. Çoğul bir ifade kullanılmasının sebebi ise, ahiret âleminin kabir, haşir, mahşer, sırat gibi safhalardan teşekkülünden kinayedir. Yani ahiret hayatı; kabirle başlayıp cennet ve cehennemle son bulan çok büyük ve uzun bir yolculuktur.
“İnsan bir yolcudur. Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.” (Mesnevi-i Nuriye)
"Zerreler âlemi" maddeyi teşkil eden en küçük yapı taşları demektir. Buna bir dönem atom dediler, lakin atomdan daha küçük yapı taşları keşfedildi. Esir maddesi şu an için ifade edilecek en küçük yapı taşı diyebiliriz. Yani zerreler âleminden maksat her bir eşyayı teşkil eden esir maddesidir. Ya da en sağlam ifadesi ile "zerre", maddenin en son noktası ve en küçük yapı taşıdır da denilebilir.
Zerreler bu dünyada istihdam edildiği gibi âlem-i ahirette de istihdam edilecekler. Ama orada fizik kanunları daha latif ve daha nuranî olacağı için, zerreler de ona göre olacaklar.
"Hitabın ezel canibinden gelmesi" demek, Ezelî ve Ebedî olan Allah’ın emretmesi demektir. Yani İsrafil ve borusu sadece bir sebeptir; asıl iş gören ve emir veren Allah’tır. Hal böyle olunca hangi zerre, hangi cisim Allah’ın emrinden gizlenip saklanabilir?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü