"Eğer bütün emsalim ve yüzümüzdeki sikke-i kudret ve turra-i fıtrat bir olan bütün insanların bedenlerine hakiki mutasarrıf olacak bir kudret ve ilim..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bütün insanların bedenini kim yaratmış ise, bir insanın bedenini de yaratan odur. Çünkü bir insanın bedeni ile bütün insanların bedeni aynı hususiyetlere, aynı mucizevî vasıflara sahiptir ve aynı elden çıkmıştır. Allah her bir insanı eşsiz ve mükemmel olarak yaratmıştır. Bu noktada bir insan ile bütün insanlar eşittir.
Başka bir tabirle, her fert ve her mahlûk eşsiz ve mükemmel yaratılmıştır ki başka ellere verilmesin. Bir çiçeği yaratmakla baharı yaratmak arasındaki benzerlik gibi. Yani birisi kalkıp "Baharı Allah yaratmış olabilir, ama şu basit ve küçük çiçeği de sebepler ya da tesadüf yaratsa ne olur?" diyemez. Çünkü sanat açısından çiçekle bahar aynı kıymettedirler. Dolayısı ile bir baharı yaratmak için de bir çiçeği halk etmek için de sonsuz bir ilim, mutlak bir irade ve nihayetsiz bir kudret lazımdır.
Mesela, baharın gelmesi için nasıl koca Güneş, bulutlar, yağmurlar, hava, toprak gibi unsurların istihdam edilmesi zaruri ise, aynı şey bir çiçeğin gelişip büyümesi için de geçerlidir. Güneşi elinde tutmayan bir kudret ne baharı getirebilir ne de çiçeği yaratabilir.
Bütün cemadat, nebatat ve hayvanattaki teşahhus, imtiyaz ve hususiyetleri de Cenab-ı Hakk’ın mutlak irade sahibi olduğunun açık bir delili ve kati bir şahididir. Hz. Âdem’den (as.) bugüne kadar yaratılmış ve kıyamete kadar da yaratılacak her insana, her canlıya diğerlerinden farklı, farikalı ve mümtaz bir sima takılması, karakterlerinin hatta parmak izlerinin birbirinden farklı olması Cenab-ı Hakk’ın ilminin ve iradesinin sonsuz olduğunun açık bir delilidir. Üstad Hazretleri bu hakikati şöyle ifade eder:
"İ'lem Eyyühel-Aziz! Senin yüzün, vechin o kadar küçüklüğü ile beraber geçmiş ve gelecek bütün insanların adedince kendisini onlardan ayıran ve tarif eden nişan ve alâmetleri hâvi olduğu gibi, yüzünü teşkil eden esas ve erkânında da bütün insanlar ittifaktadır. Bütün insanlarda biri tevafuk, diğeri tehalüf olmak üzere iki cihet vardır. Tehalüf ciheti Sâniin muhtar olduğuna, tevafuk ciheti ise Sâniin Vâhid-i Ehad olduğuna delalet ederler. … " (Mesnevi-i Nuriye, Zerre)
Evet, bütün insanların simalarının bir olması onların Rablerinin bir olduğuna, seslerinin ve parlak izlerinin ayrı olması ve hiçbirinin diğerine benzememesi de Cenab-ı Hakk’ın irade sahibi olduğuna delildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü