Şemme
İçerikler
-
"Şu âlem, görünen ve görünmeyen bütün tabakat ve envaıyla 'Lâ İlahe İllâ Hu' diye tevhidi ilân ediyor. Çünkü aralarındaki tesanüd böyle iktiza ediyor..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Hiçbir insanın Cenâb-ı Hakk'a karşı hakk-ı itirazı yoktur ve şekva ve şikayete de haddi yoktur. Çünkü şikayet eden ferdin hilaf-ı hevesini iktiza eden nizam-ı âlemde binlerce hikmet vardır..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Cesedin bir uzvundaki bir hüceyrede yapılan tasarruf, en evvel cesedi tasavvur etmeye mütevakkıftır." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Hevâm, balık gibi küçük hayvanların yumurtalarını, haşerat ve nebatatın tohumlarını, pek büyük bir rahmetle, bir lütufla, bir hikmetle hıfzeden Sâni-i Hakîm'in hafîziyetine lâyık mıdır ki..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Lafızların tebeddülüyle mana tebeddül etmez, bâki kalır. Kabuk parçalanır, lüb bâki ve sağlam kalır. Libası yırtılır, cesedi sağlam, bâki kalır..." İzah eder misiniz?
-
"Uluhiyetin azameti, izzeti, istiklaliyeti, her şeyin, -küçük olsun büyük olsun, yüksek olsun alçak olsun- taht-ı tasarrufunda bulunduğunu istiyor..." İ'lem'i izah eder misiniz?
-
"Maddî olan bir şey, kesafeti ne kadar fazla olursa o nisbette ince ve gizli şeyleri göremez ve onları idraktan kasırdır..." İ'lem'i izah eder misiniz?
-
"Ekseriyet-i mutlakayı teşkil eden avâm-ı nâsın fehimleri Kur’ân’ca o kadar mürâat edilmiştir ki, birkaç dereceyi, birkaç ciheti ihtivâ eden bir meselede, avâmın fehimlerine en me’nus, en karib ciheti..." izah eder misiniz?
-
"Kur’an’ın kâinattan yaptığı bahis, Hâlık’ın sıfatlarını ispat ve izah içindir. Binaenaleyh, ne kadar cumhurun fehmine yakın olursa irşada daha lâyık ve daha muvâfık olur." İzah eder misiniz?
-
"Halbuki bu tabakanın arkasında vücuhun taayyünat, teşahhusat tabakası vardır." Buradaki "taayyünat" ve "teşahhusat" tabakasını izah eder misiniz?
-
"İ’lem Eyyühel-Aziz! Âyetlerin bahsettikleri hakikatler, şiirlerin bahsettikleri hayalattan pek vâsi ve pek yüksektir. Bu itibar ile şiirden addedilmemiştir. Hem de âyetler, sahibinin şuunat ve ef'alinden bahseder.." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem Eyyühel-Aziz! Hâlıkın vahdetini gösteren âyineler ve delillerini okutan sahifelerin pek çok çeşitleri olduğu gibi merkezleri bir ve birbirinin içine dâhil olmuşlardır..." İzah eder misiniz?
-
"Bir kelimeyi yazan harfini yazanın gayrısı, bir sahifeyi yazan satırı yazanın gayrısı, kitabı yazan sahifeyi yazanın gayrısı olması mümkün olmadığı gibi; karıncayı halk eden cins-i hayvanı halk edenin gayrısı,.. olması muhaldir." İzah eder misiniz?
-
"Rububiyet-i âmmenin işaretlerindendir ki, kâinat kitabında öyle büyük harfler vardır ki, o harflerin bir kısmında bir kelime yazılıdır. Bir kısmında bir kelam, bir kısmında bir kitap yazılıdır." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Yıldızlar, şemsler arasında mümâselet olduğu gibi filcümle müsâvat da vardır. Binaenaleyh, onlardan biri ötekilere rab olamaz. Ve onlardan birine rab olan, hepsine de rab olur. Ve keza, her şeye de rab olur." İzah eder misiniz?
-
"İnsanın bir ferdinde bir cemaat-ı mükellefîn bulunur. Evet, her bir uzuv, bir şey için yaratılmıştır. O uzvu, o şeyde kullanmakla mükelleftir. Meselâ, her bir hasse için bir ibadet vardır. Onun hilafında kullanılması dalalettir..." İzah eder misiniz?
-
"İnsanları fikren dalalete atan sebeplerden biri; ülfeti, ilim telakki etmeleridir..." İ'lem'in tamamını izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanların arza âit malûmat ve müsellemât-ı bedihiyatları, ülfete mebnîdir. Ülfet ise, cehl-i mürekkep üstüne serilmiş bir perdedir..." İ'lem'in tamamını izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Aralarında münasebet, muamele, hattâ mükâleme bulunan iki şeyin, birbirine müşabih veya müsâvi olmasını istilzam etmez..." İ'lem'in tamamını izah eder misiniz?
-
"Denizlerde vukua gelen med ve cezir gibi, evliya arasında da bast-ı zaman, tayy-ı mekân meselesi şöhret bulmuştur." cümlesini açıklar mısınız, med-cezir ile bast-ı zaman ve tayy-ı mekan arasında nasıl bir ilişki olabilir?
-
"Mi'rac yoluyla beka âlemine girdi." Mi'rac mucizesinin beka âleminde olmasını izah eder misiniz, bu âlemin özellikleri nelerdir?
-
"Ruhu cismâniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri, sürat-ı ruh mîzanıyla cereyan eder." Bu cümleyi açıklar mısınız?
-
"Bir burhan ile elde edilen netice-i tevhidi bazı insanlar isti'zam ile dar zihinlerine sıkıştıramazlar veya bozuk hayalleri tahammül edemez... Maahaza burhan bir değildir, bin değildir. Zerrat-ı âlem adedince burhanlar vardır." İzah eder misiniz?
-
"Mülk ile melekût arasındaki hicap ne kadar incedir, aralarındaki mesâfe ne kadar büyüktür! Dünya ile âhiret arasındaki yol ne kadar kısa ve ne kadar uzundur. İlim ile cehil arasındaki hicap ne kadar lâtif ve ne kadar kalındır!.." İzah eder misiniz?
-
"Kezâlik, mülk ile melekût, dünya ile âhiret arasında ehl-i kalb için şeffaf, ehl-i hevâ için kesif ince bir perde vardır... Kezâlik, hayatın da iki veçhi vardır. Biri siyah, dünyaya bakar; diğeri şeffaf, âhirete nâzırdır..." İzah eder misiniz?
-
"Kâinatın miftahı, anahtarı insanın elindedir. Âlemin kapıları açık ise de mânen kapalıdır... O kapıları ve kenz-i mahfîyi açan ene namında bir miftahı insanın eline vermiştir." İzah eder misiniz?
-
"Fakat, ene de kapısı kapalı bir bilmecedir. Bunun kapısı açılıyorsa kâinatın da kapıları açılıyor. Evet, Cenâb-ı Hak insana bir benlik, bir nevi hürriyet vermiştir ki, Cenâb-ı Hakkın rububiyetine ait evsafı bilmek için mevhum, farazî bir..." İzah?
-
"Mahiyet-i beşerde pek ince bir ip, insanın vücudunda şuurlu bir kıl, şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında olan enenin iki vechi vardır. Biri hayra bakar. Bu vecihle yalnız kabil-i feyizdir, fâil değildir. Diğer veçhi ise şerre..." İzah?
-
"Ene’nin mâhiyeti mevhûmedir. Rububiyeti hayalîdir. Vücudu bir şeye hâmil olamaz. Ancak mizânülhararet gibi, Vâcibü’l-Vücudun rububiyetine âit sıfât-ı mutlaka-i muhitayı bilmek için bir mizan vazifesini görüyor." İzah eder misiniz?
-
"Eğer insan benliğine mizan nazarıyla bakarsa, kâinattan zihnine akıp gelen âfakî malûmatı kendi malûmatıyla, tasarrufat ve sıfât-ı İlâhiyeyi de kendi sıfâtıyla tasdik eder..." İzah eder misiniz?
-
"Eğer vaktiyle o ene’nin şiddetli bir terbiyeyle başı kırılmazsa büyür, insanın vücudunu yutar..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Mühim bir mesele: Ene’nin iki veçhi vardır. Bir veçhini nübüvvet almıştır, bir veçhini de felsefe almıştır." İzah eder misiniz?
-
"Birinci vecih, ubudiyet-i mahzâya menşedir. Mahiyeti harfiye olup müstakil değildir. Vücudu tebeî olup aslî değildir. Mâlikiyeti vehmî olup hakikî değildir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İkinci veçhi alan felsefe, ene’nin vücudunu aslî ve kendisini müstakil ve mâlik-i hakikî olduğunu zu’m etmişlerdir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Ene, haddizatında bir hava, bir buhar gibi iken, verilen ehemmiyete göre mâyi haline gelir. Sonra ülfetle kalınlaşır. Sonra gaflet ve isyan ile öyle kalınlaşır ki, sahibini yutar." İzah eder misiniz?
-
"Amellerin hayatı niyet iledir. Onun gibi, niyet bir cihetle fıtrî ahvalin ölümüdür. Meselâ, tevâzua niyet onu ifsad eder; tekebbüre niyet onu izâle eder..." İzah eder misiniz?
-
"Kâinat bir şeceredir. Anasır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir..." İ'lem'i izah eder misiniz?