"Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akılla onların sefahat ve batıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz?" İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akılla onların sefahat ve batıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihane taklit edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlaksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır." (Lem'alar, On Yedinci lem'a, Beşinci Nota.)
Üstad Hazretleri bir meseleyi değerlendirirken müspet ve menfi cihetlerini de orataya koyar. Üstad'ın Avrupa medeniyetine bakışı da bu şekildir.
Üstad Hazretleri Avrupa’yı ikiye ayırır. Birinin; hakiki İsevilikten ilham alarak insanlığın hizmetine çalışan müspet Avrupa, diğerinin ise maddi felsefenin dalaletinde boğulmuş, insanlığı günahlara ve zulme teşvik eden menfi Avrupa olduğunu beyan eder. Üstad fen ve teknik sahada terakki eden 1. Avrupa’ya değil, bozuk ve sefih 2. Avrupa'ya karşıdır.
Üstat Hazretleri o dönem yöneticilerine Avrupa ve Amerika’dan sadece ilim ve tekniği alan, fakat kendi manevi değerlerinden hiç taviz vermeyen Japonları örnek almalarını tavsiye etmiştir.
Mehmet Akif de bu mücadelede Üstad'ımızla birlikte olmuş ve yönetici kadroya şöyle seslenmiştir:
Alınız, ilmini Garb'ın alınız sanatını,
Veriniz hem de mesainize son süratini.
Özellikle Tanzimat’tan sonra dinde laubalileşen, kendi öz değerlerinden taviz veren sözde bazı aydınlar ve yöneticilerde Avrupa hayranlığı başlamış, onların fen ve teknik sahasındaki buluşları değil, sefil ve mimsiz medeniyeti benimsenmiştir.
Gençler olarak Avrupa’dan gelen sefahatlere karşı kendimizi iman ve takva kalası ile muhafaza etmeliyiz. Avrupa’nın moda ve fantezi şeklinde İslam gençlerine model gösterdikleri çirkin ve sefih örnekleri körü körüne taklit etmemeliyiz. Bizim hayat modelimiz Kur’an ve sünnettir, bunun şuuru ile hareket etmeliyiz. İman ve ahlak dersleri olan Risale-i Nurlar ile çokça meşgul olup iman hizmetinde azami gayret ile çalışmalıyız.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü