"Hatta insanın mütenevvi hissiyat-ı şedidesi, o istidad-ı muhabbetin istihaleleridir ve başka şekillere girmiş reşhalarıdır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Hatta insan-ı mü’minde, hayatına ve bekasına ve vücuduna ve dünyasına1 ve nefsine ve mevcudata karşı türlü türlü muhabbetleri ve şedit alakaları, o istidad-ı muhabbet-i İlâhiyenin tereşşuhâtıdır."
"Hatta insanın mütenevvi hissiyat-ı şedidesi, o istidad-ı muhabbetin istihaleleridir ve başka şekillere girmiş reşhalarıdır." (Lem'alar, On Birinci Lem'a.)
İnsanın manevi kalbinde dercedilen nihayetsiz muhabbeti besleyen ve büyüten çeşitli kanalları vardır.
Mesela, akıl kâinattaki hikmetleri okur ve Hakim ismine karşı bir hayranlık, bir muhabbet duyar. Akıl, “kudretin gizli definelerini açacak bir anahtar külçesi”dir. Fen ve teknik sahasındaki bütün keşif ve terakkiler aklın meyvesidir. İnsan akıl sayesinde nice garip ve acip eserler, kasırlar ve konaklar inşa etmiştir.
Kâinat, insan aklının önüne serilmiş sonsuz hikmet ve tılsımlarla dolu ilahi bir kitap ve rabbani bir sergidir. İnsan, esrar-ı kâinatı okuyan ve gizli defineleri açan en mükerrem bir mahluktur. Cenab-ı Hakk’ın insanın mahiyetine yerleştirdiği ve istidadına ektiği daneler akıl sayesinde neşvü nema bulur, semere verir ve marifet çiçekleri açar. İnsan, o akıl sayesinde en derin sırları keşfeder. Arz ve sema yapraklarını okuyarak, fikren cevelan eder.
Göz, kâinattaki güzellikleri okur, yine insanın kalbindeki muhabbet ateşini kuvvetlendirir.
Kulak, sesler âlemini açılan bir penceredir; insanın imanın kuvvetlenmesine, marifet ve muhabbetinin ziyadeleşmesine vesile olur.
İnsan her bir duygu, aza ve latifesi ayrı nimetleri tartar, ayrı manaları okur, böylece imanı inkişaf eder, marifeti derinleşir, Allah’a olan muhabbeti ziyadeleşir.
Demek ki insan, mahiyetine konulmuş, ruhuna takılmış her bir duygusunu ve latifesini, marifet ve muhabbet yolunda sarf edebilirse, Allah’ı daha iyi tanır ve daha ziyade sever.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Hattâ insanın mütenevvi hissiyât-ı şedidesi, o istidad-ı muhabbetin istihaleleridir ve başka şekillere girmiş reşhalarıdır." Burda insanın bütün duygu ve hissiyatların kaynağı onun muhabbetimidir diyor. Mesela öfke veya kıskançlık muhabbettenmi kaynaklanıyor. İzah edermisiniz?
Aslında bütün hissiyatlar bir cihetle muhabbete de dayanıyor denilebilir. Fakat tamamen ona bağlıdır denilmez. Çünkü her hissiyat müstakildir. Evet, öfke, korku, hırçınlık, kıskançlık, inat özel ve müstakil olan hissiyatlardır.
Mesela güzellikleri inkar etmek şiddetli muhabbettten gelir:
Mesela, kafirlerin Allah'a düşmanlığının da kaynağı yine muhabbettir.
Ayrıca bir şeyin inkarına sadece muhabbet değil başka meseleler de vesile olabilir: