Hayatın kesrete vahdet vermekle dağılmaktan kurtarmasını ve bunun Allah’ın "hayat" sıfatının baki olduğunu göstermesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, bir hayat ki, onun bir lem’a-i cilvesi, mâruz-u fenave zeval olan eşya-yı kesireye bir vahdet verip bekaya mazhar eder ve dağılmaktan kurtarır ve vücudunu muhafaza eder ve bir nevi bekaya mazhar eder. Yani hayat, kesrete bir vahdet verir, ibka eder; hayat gitse dağılır, fenaya gider." (Mektubat, 20. Mektup, İkinci Makam)
Önce bütün canlılardaki hayatın, Muhyi isminin birer cilvesi olduğu nazara veriliyor. Külliyatta, cilve kelimesi güneşin aynalardaki tecellileri için de kullanılıyor. Cenab-ı Hakk’ın mukaddes hayatı bir güneşe teşbih edildiğinde bütün hayatlar Muhyi isminin tecellisiyle meydana gelmektedir.
Bu tecelliler, “eşya-yı kesireye bir vahdet verip bekaya mazhar” etmektedir. Bu ifadedeki beka kelimesi ebediyet manasına değil, devam manasınadır. Kendimizi misal alarak ifade edelim:
İnsan bedeninde yüz trilyon hücre olduğu söyleniyor. Bu rakam kesreti ifade eder. Bu yüz trilyon hücreye hayat verildiği ve hepsi insan hayatına hizmet ettikleri için tamamı insan bedeninde vahdete ermişler, bir şey olarak ifade edilmişlerdir. Bu beden ve onda vazife yapan hücreler, ruhun bedeni terk etmesine kadar belli bir süre yaşayacak ve sonra fenaya maruz olacaklardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü