Kâinatın sabit hakikatleri ne manaya gelmektedir? Bu sabit hakikatlerin Cenab-ı Hakk’a istinat etmesini, O’nunla kaim olmasını ve O’na hiçbir cihetle fena ve zevalin arız olmamasını nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hak, inkârı caiz olmayan sabite demektir; zıddı batıldır. Verilen bir hüküm vakıa mutabıksa, bu hüküm haktır ve sabittir. Meselâ, Dünyanın Güneş etrafında döndüğünü söyleyen bir insan, hakkı ifade etmiş olur. Çünkü bu hüküm hakikattir, vakıa uygundur. Bunun aksini iddia edenler ise bâtıl bir fikre sapmış olurlar.

Fizik âlemindeki bütün değişmez kanunlar, Hak isminden bir tecelli taşırlar.

Aynı şekilde, bir insan, Allah’a ‘ilâhî fermanın bildirdiği gibi’ inanıyorsa, bu inancı haktır. Bunun dışındaki itikadlar bâtıldır; çünkü hakikate zıttırlar.

Hak dine yönelen bir insan, onun dışındaki bütün bâtıl telakkilerin kul yapısı olduğunu ve bunların da değişmekten kendini kurtaramadığını yakînen bilir ve bâtıl inançlara gönlünü kaptırmaz.

Allah’ın bir ismi Hak’tır. Hak; “Zâtı vacib olup, varlığı hakiki olan.” “Değişmekten münezzeh olan.” “Zâtı ile kaim, vacib ve değişmez olan” demektir.

“...Şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O’nun dışında taptıkları (ilahlar) ise, bâtıldır...” (Lokman Sûresi, 30)

Sübutî ve Selbî bütün sıfatlar için de aynı şeyler söylenir. Ve bu değişmez sıfatların sahibi olan Allah’ın, Mukaddes zâtında da bir değişmenin olamayacağı bilinir.

“Hattâ muhakkikîn-i evliyanın bir kısmı demişler: Hakikî hakaik-i eşya, esma-i İlâhîyedir. Mahiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir.” (Sözler)

Bir şeyin Allah’ın ilmindeki haline mahiyet deniliyor, yaratıldığında hakikat oluyor. Muhyiddin Arabî hazretleri bu mahiyetlere a’yan-ı sabite demektedir.

Bütün bu mahiyetler İlâhî isimlere dayanırlar. Meselâ bir elma yaratılmadan önce Allah’ın ilminde bütün hususiyetleriyle mevcuttu. İlâhî ilimdeki bu elma, Rezzak isminin bir gölgesidir, yani ondan haber verir. Yaratıldığında hakikat olur.

Allah’ın Zât’ı ve sıfatları gibi isimleri de haktır, yani değişmekten münezzehtir. Allah daima rızık vericidir. Rızıklarda değişme ve tazelenme olur, ama Rezzak ismi haktır ve hiç değişmez, Yani Allah daima Rezzaktır.

“Hakaik-i sabite-i kâinat” ifadesi bu varlık âleminde daima hüküm süren değişmez kanunları ve icraatları ifade eder. Meselâ bu hakikatlerden birisi şudur: Cenab-ı Hak insanın bütün hususiyetlerini nutfede, bir ağacın hususiyetlerini çekirdeğinde, kuşun sıfatlarını da yumurtasında, Üstadın ifadesiyle, “manevi kader kalemiyle” yazmıştır. Bu hakikat ilk nutfelerden, ilk çekirdeklerden, ilk yumurtalardan günümüze kadar değişmeden gelmiştir, kıyamete kadar da varlığını muhafaza edecektir. İşte bu hakikat Allah’ın Hafiz ismine dayanmaktadır. Hafiz ismi haktır, değişmekten münezzehtir ve onun tecellileri olan bu muhafaza kanunu da değişmeden devam etmektedir.

Bütün canlı türlerinin şekilleri ilk atalarından beri aynıdır. Onların tamamı Musavvir (suret verici) isminin tecellileridirler. Bu İlâhî isim, yaratılan ilk varlıktan beri hükmünü aynen icra etmekte, her varlığa onun mahiyetine en uygun şekil vermektedir. O halde bütün suretler âleminin hakikati Musavvir ismini dayanmaktadır.

Bütün esmâ tecellileri için aynı hakikat hükmetmektedir.

“Çünkü, bütün hakaik-i mevcudat, ism-i Hakkın şuââtı ve esmâsının tezâhürâtı ve sıfâtının tecelliyâtıdırlar.” (Sözler)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...