"Hem Kur'anın dostları, Kur'ana benzemek ve taklid etmek şevkiyle ve düşmanları dahi Kur'ana mukabele ve tenkid etmek sevkiyle..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem Kur’ân’ın dostları, Kur’ân’a benzemek ve taklit etmek şevkiyle ve düşmanları dahi, Kur’ân’a mukabele ve tenkit etmek sevkiyle o vakitten beri yazdıkları ve yazılan ve telâhuk-u efkâr ile terakki eden milyonlarla Arabî kitaplar ortada geziyor. Hiç birisinin ona yetişemediğini, hattâ en âdi adam dahi dinlese, elbette diyecek:.."(1)
Üç yüz elli bin tefsirin olduğu ifade ediliyor. Bunun dışında felsefe, kelam, sosyoloji ve ahlak üzerine yazılmış binlerce kitap, dergi ve makale var. Ama bunların hiçbirisi Kur’an kadar tesirli, canlı ve şumüllü değiller, olmaları da mümkün değil..
Kur’an’ı çürütmek üzere de çok kitaplar yazılmıştır; burada hepsini sayıp dökmemiz elbette mümkün değil. Lakin o kitapların esamesi bile okunmazken, Kur’an hâlen yediden yetmişe milyarlarca insanın kalbinde, ruhunda, lisanında dolaşıyor, durmadan okunuyor.
Mesela, belağat üzerine telif edilen Zemahşerinin "el-Keşşaf"ı çok muteber ve harika bir eser olmasına rağmen, Kur’an’ın yanında gayet basit ve sönük kalmıştır.
Yazıldığı dönemden başlayarak müfessirlerin dikkatini çeken "el-Keşşâf" Kur’an’ı lügat, nahiv ve belâğat hususunu dikkate alarak tefsir etmesi, Kur’ân-ı Kerîm’in i‘caz yönlerini, taşıdığı edebî üstünlüğü ve erişilmez nazım güzelliğini ortaya koyması, Kur’an’da mânaların tasvir ve temsil yoluyla anlatılmasının en tesirli bir usul olduğunu göstermesiyle çok beğenilmiş ve hemen bütün müfessirlerce kaynak olarak alınmıştır.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü