"Hem Kur’an’ın i’cazı, tabakat-ı insaniyede kırk tabakaya karşı ayrı ayrı i’cazını gösterdiği..." cümlesinde "kırk tabaka"dan maksat nedir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kur’an’ın mucize vecihlerini İslam âlimleri kırka kadar tespit etmişler. Yani Kur’an kırk cihetli bir mucizeler mecmuasıdır. İşte bu kırk yönlü mucizeleri her meslek ve meşreb sahipleri ayrı ayrı ele alıp, o sahada ihtisas kesbederek insanların nazarına takdim etmişler. Kimisi Kur’an’ın nazmındaki mucizeliği, kimisi remzî yönlerindeki mucizeliği, kimisi gaybî ihbarlarını, kimisi aklî delilleri, kimisi belağat noktalarını, kimisi tarihî malumatlar cihetini kati delilleri ile ortaya koyarak Kur’an’ın mucizevi vechesini ispat etmişler.

Mesela; Risale-i Nurlarda İşaratü'l-İ’caz ve Yirmi Beşinci Söz adlı eserlerde, Kur’an’ın nazm ve belağat yönünden mucize olduğu kati olarak ispat ediliyor.

Kur’ân'ın mucizeliği konusu, Risale-i Nur'un en temel konularındandır. Üstad Hazretleri, Kur’ân’ın mucizeliğini “Lemaat” isimli eserinde başlıca yedi bölümde ele alır. Bu yedi bölümün tafsilatını ele aldığında ise, i’caz vecihleri kırk kadar olur. Mesela, Kur’ân’ın i’caz yönlerinden biri, “gaybî haberleridir.” Gaybî haberler ise, Yirmi Beşinci Söz’de beş ayrı başlıkta ele alınmaktadır.

Bu i’caz yönlerinden bir başkası, Kur’ân’ın nazmındaki cezalettir.” Üstad, İşaratü'l-İ’caz isimli tefsirini sadece bunu göstermeye tahsis etmiştir. Burada Fatiha Suresi ve ayrıca Bakara Suresi’nden de otuz üç ayetin izahı yapılmaktadır.

Mesnevi-i Nuriye, Üstad Hazretleri Arabî bazı Risalelerini cem eder. Bu eserde on üç ayrı risale vardır ve bu risalelerin içinde Kur’ân’ın mucizeliğine hayli yer verilmiştir. Mesela, bunlardan “Reşhalar Risalesi” dir. Kur’ân denizinden bazı damlalar” başlığıyla Kur’ân’ın bir kısım esrarını anlatmaktadır.

Üstad Hazretleri, Yirmi Beşinci Sözü üç Şu’le’ye ayırır ve Birinci Şulede şu icaz cihetlerine yer verir:

1. Nazmındaki cezalet,
2. Üsluplarındaki bedaat,
3. Beyanındaki beraat (parlaklık-üstünlük),
4. Manasındaki kuvvet,
5. Lafzındaki fesahat,
6. Camiiyyet.

Onun bu camiiyyeti, şu alt başlıklarda ele alınır:

a. Lafzındaki camiiyyet,
b. Manasındaki camiiyyet,
c. İlmindeki camiiyyet,
d. Mebahisindeki camiiyyet,
e. Üslub ve vecizliğindeki camiiyyet.

7. Gaybî Haberleri:

Kur’ânın gaybî haberleri, şu alt başlıklarda ele alınır:

a. Geçmişe ait gaybî haberleri,
b. Geleceğe ait gaybî haberleri,
c. İlahî hakikatlere ait gaybî haberleri,
d. Kevnî hakikatlere ait gaybî haberleri,
e. Ahirete ait gaybî haberleri.

8. Şebabeti (daima genç kalması),
9. Bütün zamanlardaki bütün insanlara hitap etmesi,

İkinci Şule’de ise, şu i’caz yönlerine dikkat çekilir:

10. Kur’ân’ın tamamında;

a. Raik bir selaset,
b. Faik bir selamet,
c. Metin bir tesanüd,
d. Muhkem bir tenasüb,
e. Cümleleri ve hey’etleri arasında kuvvetli bir teavün,
f. Ayetler ve maksatları arasında tecavüb vardır.

11. Ayet sonlarındaki fezlekeler, esma-i hüsna.

12. Kelamın tabakalarının ulviyet ve güzellik yönünden mütekellim, muhatab, maksad ve makama bakması yönüyle Kur’ân’ın mucizeliği.

Üçüncü Şule’de ise şu cihetlere dikkat çekilir:

13. Kur’ân’ın, hilkatin muammasını keşfetmesi.
14. Felsefenin aciz kaldığı konularda, Kur’ân’ın tam bir isabetle hakikatleri bildirmesi.
15. Kur’ân’ın hikmetiyle, ondan ders alan asfiya, evliya ve hükemanın hikmetlerinin mukayesesi.

Hâtime kısmında şu i’caz cihetlerine atıf yapılır:

16. Kur’ânın tekrarlarındaki hikmet ve güzellik.
17. Kevnî ilimlerde mücmel ifadelerle anlatması.
18. Peygamber mucizelerinin rehberliği.

Dikkat edilirse 6., 7. ve 10. maddelerde toplam on altı alt madde vardır. Bunlar da ilave edildiğinde, i’caz yönleri kırka yaklaşmaktadır.

Ayrıca, mesela Kur’ân’ın lafızlarındaki camiiyetin anlatıldığı 6. maddenin alt başlıklarında şunları görürüz:

a. Kelamdaki camiiyet.
b. Kelimedeki camiiyet.
c. Harfteki camiiyet.
d. Sükûttaki camiiyet.

Bunlar gibi alt başlıklar da müstakil bir i’caz vechi olarak ele alınırsa, Kur’ân’ın kırk i’caz veçhine ulaşabiliriz.

Ayrıca başlık olarak yer almayan, ancak satır aralarında işaret edilen hususlar da ilave edilirse, Kur’ân’ın mucizelik yönlerini çok daha ileriye götürmek mümkündür. Mesela;

Kur’ân’ın gaybî haberlerinin anlatıldığı 7. maddede, o maddelere dâhil olmayan “batın ilimleriyle meşgul olanların Kur’ân’ı mucize görmeleri” başlı başına bir i’caz maddesi olarak da ele alınabilir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin alâkalı kısımdaki ifadesiyle “Ulema-yı bâtın için Kur’ân baştanbaşa ihbarat-ı gaybiye nevindendir.” Yani bâtınî ilimlerle meşgul olan bazı zatlar için Kur’ân’ın tamamı gaybî haberler nevindendir. Bunlardan bazılarının Rûm sûresinin baş kısmından Kudüs’ün fethine, بَلْدَةٌطَيِّبَةٌ yani “hoş bir belde” (Sebe’, 34/15) ifadesinden İstanbul’un fethine tarih düşürmeleri meşhurdur.

Gerçi herkes bu nevi mucizeliği göremez, zevk edemez, fakat "Böyle bir mucizelik yönü yoktur." deme hakkına da sahip olamaz.

Geçmişte de bunun benzerlerini Sekkâkî, Zemahşerî, Cahız gibi belağat üstadları ortaya koymuşlar. Burada asıl nazara verilen husus; her bir meslek ve meşreb erbabının Kur’an’ın bir cihetini inceleyip o noktada terakki etmeleridir. Bunda da o meslek ve meşrebin içtimai ve ilmî yapısı tesirli olmuştur. Yani ilmî meşreb ve meşreblerin teşekkülünde içtimaî yapının mühim bir rolü vardır.

Mesela; tasavvuf meşrebi ekseriyetle Kur’an’ın bâtıni ve remzî yüzü ile meşgul olmuş, medrese ve felsefe ehli Kur’an’ın aklî ve mantıkî yüzünü incelemiş, edebiyat ve belagat üstadları Kur’an’ın dil ve üslup yüzüne dikkat kesilmiş, pedagoglar ve terbiyeciler kendi mesleklerine göre ve hakeza...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ziyaretçi (doğrulanmadı)
Üçüncü Risale olan Üçüncü Kısım Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın iki yüz aksâm-ı i’câziyesinden nakşî bir kısmını gösterecek bir tarzda, Kur’ân-ı Azîmüşşânı, Hâfız Osman hattıyla taayyün eden ve Âyet-i Müdâyene mikyas tutulan sahifeleri ve Sûre-i İhlâs vahid-i kıyasî tutulan satırları muhafaza etmekle beraber, o nakş-ı i’câzı göstermek tarzında bir Kur’ân yazmaya dair mühim bir niyetimi, hizmet-i Kur’ân’daki kardeşlerimin nazarlarına arz edip meşveret etmek ve onların fikirlerini istimzaç etmek ve beni ikaz etmek için şu kısmı yazdım, onlara müracaat ediyorum. Şu Üçüncü Kısım, Dokuz Meseledir. demiş üstad dokuz meseleden birinci mesele yazılmış diğerleri yokmu.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Diğerleri telif edilmemiş.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
sultansel
Bu kısımlar telif edilmiş. "Tevafuk Hatlı Kur'an Risalesi" olarak İsmail Mutlu tarafından yayınlanmıştır.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
hamditas
Kur’an’ın binlerce mucizesi var, İslam alimleri kırka kadar tespit etmişler, belki ilerde dahada artacaktır.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
isahalim
Bu üçüncü risalenin en başında "200 mucizelik kısımdan" bahsediyor Hz. Üstad. Bir sonraki paragrafın başında ise "40 mucize çeşidi"ni 25. sözde ispat ettiğini belirtiyor. Bu durumda kendisinin Risale'de izah ve ispat etmediği "160 çeşit mucize"si daha mı var KURAN'ın. DOĞRU MU ANLADIM ACABA?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Kur'an da ki mucizeleri sadece Risale-i Nurda ki izah edilenler ile sınırlandırmak elbette doğru olmaz.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
isahalim
Teşekkür ederim. Peki, "Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın iki yüz aksâm-ı i’câziyesinden nakşî bir kısmını gösterecek bir tarzda," ifadesinden Kuran'ın "200 mucizelik yönü,çeşidi, türü" olduğu; bununla beraber "Kur’ân-ı Azîmüşşânın envâ-ı i’câzı kırka bâliğ olduğu, İ’câz-ı Kur’ân namındaki Yirmi Beşinci Sözde bürhanlarıyla ispat edilmiş." ifadesiyle de bu 200 kısımdan 40'lık kısmını 25. Söz'de izah ettim; kalan "160 mucizevi kısmı" ise 25. sözde izah etmedim diye mi anlıyorsunuz siz de? Saygılarımla ...
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
oğuzhangözüpek
KUR'ANIMIZIN Mucizeleri elbetteki saymakla bitmez. Yüce ALLAH'IN yarattığı KAİNAT PARKI ile İnsanın yaptığı bir BAHÇE ARASINDAKİ FARK NE İSE , İnsan yazması bir KİTAP ile KUR'AN ARASINDAKİ FARK TA ODUR...Araştırıp inceledikçe ÇAĞLARA hitap eden nice MUCİZEVİ yönleri keşif edilecek, İMAN EDENLERİN şevki artacak,Hakikati arayanlar ise HİDAYETE erecektir. Ancak şurası da açık ki, BU MUCİZELERİ ancak; Gönlünün zenginliği yanında İLMİ zenginliği YÜKSEK KİŞİLER ANLAYABİLECEKTİR. BU sebeple KUR'ANIMIZIN MUCİZEVİ YÖNÜNDEN ETKİLENEREK islamı seçen İNSAN SAYISI OLDUKÇA AZDIR. Kaptan cousteau, GARUDY, GİBİ ...Unutmayalım ki Mekkenin ileri gelenleri RESULULLAH Efendimizin sav Bir çok Mucizesine şahit oldukları halde İSLAMI kabul etmemişlerdir. Velid Bin Mugire KUR'ANIN Allah kelamı olduğunu anladığı halde KABULLENEMEMİŞTİR. Bana göre ÇAĞIMIZIN en önemli konusu artık bilimden gelen İNKAR değildir. O geçen yüzyılın SARİ İLLETİ İDİ. BU çağın sari illeti SOSYAL(Toplumun) büyük oranda AHLAKSIZLIĞA, HUKUKSUZLUĞA, ADALETSİZLİĞE düçar olması VE BUNUN ÜZERİNDEN ŞİRKE düşmesidir. Zira BİLİM ;KAİNATIN bir yaratıcı tarafından yoktan VAR EDİLDİĞİNİ inkar edilemez şekilde delilleri ile ortaya koymuştur. Bir ASIRDIR Kur'anımızın Bilime hitap eden çehresini İNSANLARA göstermenin gayretinde ÇABALAYAN Alimlerimiz , iSLAMIN insana ,topluma , YAŞAMA ve AHİRETE yönelik gerçeğini ANLATMADA maalesef gereken mesafeyi kat edemediler. İSLAM ALEMİNDEKİ İktisadi ,sosyal ve siyasi yaşamların İÇLER ACISI hali ortadadır. ''Ben güzel AHLAKI tamamlamak üzere gönderildim diyen'' bir PEYGAMBERİN ümmeti ; herhalde böyle olmamalıydı. KUR'ANIMIZIN insan yaşamına tesir eden en büyük MUCİZELERİNDEN biride ÇÖL BEDEVİLERİNİ Külliyen çok kısa sürede İNSANLIĞIN mümtaz şahsiyetlerine terfi ettiren yanıdır. Bu ise ; Kur'anımızı hayatın TA KENDİSİ olarak yaşamak ile mümkündür. AİŞE ANNEMİZE ALLAH RESULÜNÜN asm ahlakını SORMUŞLAR --- Siz hiç KUR'AN okumuyor musunuz? O'nun AHLAKI KUR'ANIN KENDİSİYDİ. DİYE CEVAP VERMİŞTİR....Bu gün İSLAM DÜNYASI , KUR'ANIMIZIN mucizevi GÜZEL VE YÜCE AHLAKINI yaşamadıkça , ASRI SAADETTEKİ MUCİZENİN yansımasını göstermedikçe , KUR'ANIMIZ DA KEŞFİ YAPILAN DİĞER MUCİZEVİ YÖNLER yeterli tesiri gösteremeyecektir.O şöyle demiş. Bu böyle demiş. Yok; kimi Önden gitmiş,kimi geriden gelmiş,, şu İSLAMLA tanışmış.. vs vs anlatılsın . Bunlar İŞİN ; REKLAM,ŞOV ,GÖSTERİ safhasıdır. Kimseye bir fayda da sağlamayacaktır. Sağlasa da çok cüzi kalacaktır. Mesele O MUCİZEYİ sokakta yaşama VE YAŞATMA meselesidir. UNUTMAYALIM Kİ üstadımızın; MEHDİ ile ilgili ısrarlı sorulara verdiği meşhur cevabın İKİNCİ SAFHASI doğrudan doğruya ADALET-AHLAK-İNFAK-HAK ve HUKUK ile ilgilidir. Aksi takdirde O Muaffakiyetin yaşanması zaten ADETULLAH KANUNLARINA aykırıdır. Yani yaşanması mümkün DEĞİLDİR... cUMANIZ MÜBAREK OLSUN.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Bu şekilde de anlaşılabilir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Adem68474

40 nevi i'cazın 200 aksamı i'cazdan farkı nedir külliyatta izah edilmişmidir 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

40 tabiri tür ve çeşit 200 ise bunların aksam ve açılımı oluyor. Mesela bereket bir tür bir kap suyun çoğalması da bunun açılımı. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Lazgin

   Hem Kur'anın i'cazı, tabakat-ı insaniyede kırk tabakaya karşı ayrı ayrı i'cazını gösterdiği, Ondokuzuncu Mektub'un Onsekizinci İşaretinde beyan edilmiş ve o tabakatın on kısmının ayrı ayrı hisse-i i'caziyelerini isbat etmiş.

(Yirmidokuzuncu Mektub/3. Risale olan 3.Kısım/1.Mes'ele)

Peki burdaki on tabaka hangileridir. Kulaklı tabaka ve gözlü tabaka malum. Diğer 8 tabaka hangileridir acaba?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

İnsanların anlayış seviyelerine hitap ediyor. Kulaklı, gözlü, kalbi, işari, ruhi şekinde sıralanabilir. Mesela İbn-i Arabinin ayetten çıkardığı bir manayı bir müfessir göremiyor. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...