"İleride tavaif-i mülük temelleri hükmünde olan anasır-ı muhtelife kulüplerinin ittihadının temeli ve nokta-i istinadımızın esası olan 'İttihad-ı Muhammedî'den anasır-ı gayr-ı müslime tevahhuş etmesinler..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Sekizinci Madde: İleride tavaif-i mülük temelleri hükmünde olan anasır-ı muhtelife kulüplerinin ittihadının temeli ve nokta-i istinadımızın esası olan 'İttihad-ı Muhammedî'den anasır-ı gayr-ı müslime tevahhuş etmesinler. Zira mesleğimiz sırf ahlaki ve dini olduğundan, onlara faide-i azîmeden başka zarar vermez. Bizi kendilerine kıyas etmesinler. Zira milliyetleri çoktan vicdanî olan dinlerine galebe çalmış."
"Hem de onları medenî biliriz. Medenîlere ikna ile muhabbetle galebe çalınır. Bahusus en vahşi zamanlarda bu kadar edyân ve akvâm-ı muhtelife ferman-ı لَٓا اِكْرَاهَ فِى الدّ۪ين ile medeniyet-i İslamiyede masun kalmışlardır."
"Ne vakit cemiyetimizden tevahhuş etseler, Meşrutiyete adem-i kabiliyetlerini ve vatana hıyanetlerini ve meşrutiyeti muvakkat ve gayr-ı meşru' istediklerini göstermiş olurlar." (Asar-ı Bediiyye, Makale-9: Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devadır)
Müslümanların birleşmesinden ve birlik içinde olmasından, gayrimüslüm vatandaşlar korkup endişe etmesinler. Zira Müslümanların mesleği güzel ahlak ve dindir. Ahlak ve din ile hareket hareket eden ise zarar değil fayda verir; hak, hukuk ve adalet ile davranır.
Sizin dininiz Müslümanlara düşmanlığı onlara husumeti emrediyordu. Ama Rönesans, reform, aydınlanma ve sanayi devrimi gibi süreçlerle medenileşip vicdanınız dininize galip geldi. Ve sizinle bizim aramızda dininizden kaynaklı bir husumet ve niza kalmadı.
"Hem de onları medenî biliriz. Medenîlere ikna ile muhabbetle galebe çalınır. Bahusus en vahşi zamanlarda bu kadar edyân ve akvâm-ı muhtelife ferman-ı لَٓا اِكْرَاهَ فِى الدّ۪ين ile medeniyet-i İslamiyede masun kalmışlardır."
Kaldı ki medeni insanlara kaba kuvvet ve zorbalıkla bir şey kabul ettirmek mümkün değildir. Onlara galip gelmenin yolu, ilim, irfan ve iknadır.
Ayrıca İslam devletlerinde ve medeniyetinde “Dinde zorlama yoktur...” (bk. Bakara, 2/256) ayetinin gereğince amel edildiği için, en vahşi dönemlerde bile gayrimüslimlere din konusunda bir baskı ve zulüm vaki olmamıştır. Gayrimüslimler İslam hakimiyeti altında rahat ve huzur içinde yaşamışlardır.
"Ne vakit cemiyetimizden tevahhuş etseler, Meşrutiyete adem-i kabiliyetlerini ve vatana hıyanetlerini ve meşrutiyeti muvakkat ve gayr-ı meşru' istediklerini göstermiş olurlar."
Osmanlının gayrimüslim vatandaşları ne zaman İslam cemiyetinden ürküp korksalar, cumhuriyet ve demokrasiye kabiliyetlerinin olmadığı, vatana ihanet içinde olduklarını ve cumhuriyeti istemelerinin göstermelik olduğu sabit olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü