"Küre-i arz dahi koca, hadsiz semavata karşı bir kalp ve manevi bir merkez hükmünde olarak mukabil gelir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Küre-i arz her ne kadar semavata nisbeten çok küçüktür; fakat hadsiz masnuat-ı ilahiyenin meşheri, mazharı, mahşeri, merkezi hükmünde olduğundan, kalp cesede mukabil geldiği gibi, küre-i arz dahi koca, hadsiz semavata karşı bir kalp ve manevi bir merkez hükmünde olarak mukabil gelir." (Lem'alar, On İkinci Lem'a, Birinci Mesele-i Mühimme.)
Kalp nasıl bedenin merkezi ve en mühim organı ise, kâinatı bir beden olarak düşünürsek, dünya da onun kalbi ve merkezi mesabesindedir.
Dünya cisim olarak her ne kadar kâinatın yanında çok küçük kalmış olsa da Allah’ın isim ve sıfatlarına ayna olma noktasından ve yeryüzünün halifesi olan insana mesken olma cihetinden kâinat kadar geniş, onun kadar ehemmiyetli bir yere sahiptir.
Kalp durduğunda beden nasıl hayatını kaybediyor ise, insan ve onun yaratılış gayesi olan iman ve ibadet bittiği zaman, kâinat da hayatını ve manasını kaybedip mevte yani kıyamete mahkûm olacaktır. Demek iman insana, insan dünyaya, dünya da kâinata kayyum oluyor.
Evet, insan şu kâinatın küçük bir modeli, her tecellinin ince ve latif bir şekilde yazıldığı bir nüshası olmasından dolayı, âdeta Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının temerküz ettiği bir fihristesi ve arşı hükmündedir. Yani kâinatta azametli ve haşmetli olarak tecelli eden Allah’ın bütün isim ve sıfatları, insanda da tecelli ediyor. İnsan kâinata bir liste ve bir numune oluyor.
Dünya da insana nisbet edilen bir mekân olmasından dolayı, kâinattan daha büyük bir mevkie sahiptir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü