"Mesela, sen bütün şefkat ettiğin akraba ve fukara ve zayıf ve muhtaç mahlukata karşı acizane istimdat ihtiyacını hissettiğin halde..." Paragrafı Arabi ibarenin meali ile birlikte izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Mesela, sen bütün şefkat ettiğin akraba ve fukara ve zayıf ve muhtaç mahlukata karşı âcizane istimdat ihtiyacını hissettiğin halde biri çıksa, istediğin gibi onlara iyilik etse, o zatın 'in’am edici' unvanı ve 'Kerîm' ismi ne kadar senin hoşuna gider; ne kadar o zatı o unvanla seversin. Öyle de yalnız Cenâb-ı Hakk'ın Rahmân ve Rahîm isimlerini düşün ki, sen sevdiğin ve şefkat ettiğin bütün mü’min âbâ ve ecdadını ve akraba ve ahbabını dünyada nimetlerin envaıyla ve cennette enva-ı lezaizle ve saadet-i ebediyede onları sana gösterip ve kendini onlara göstermesiyle mesut ettiği cihette o Rahmân ismi ve Rahîm unvanı ne kadar sevilmeye layıktırlar ve ne derece o iki isme ruh-u beşer muhtaç olduğunu kıyas edebilirsin. Ve ne derece اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ عَلٰى رَحْمٰنِيَّتِهِ وَعَلٰى رَحِيمِيَّتِهِ yerindedir, anlarsın." (Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf)
Bir önceki paragrafta esmaya muhabbetin üç cihetinden üçüncüsü, “hadsiz ihtiyacat noktasında esmaya muhtaç ve müştak” olmak şeklinde ifade edilmişti. Bu muhabbete örnek olarak Rahmân ve Rahîm isimlerine insanın ne kadar muhtaç olduğu “bütün mü’min âbâ ve ecdadını ve akraba ve ahbabını dünyada nimetlerin envaıyla ve cennette enva-ı lezâizle” mesut etmesi ve rüyetine mazhar kılması şeklinde nazara veriliyor. "Ve ne derece اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ عَلٰى رَحْمٰنِيَّتِهِ وَعَلٰى رَحِيمِيَّتِهِ yerindedir, anlarsın." buyuruluyor.
Bu Arabî ibarenin meali: Rahmaniyet ve rahimiyetinden dolayı Allah’a hamd olsun.
Daha önce de ifade edildiği gibi Rahmân ismi mümin olsun kâfir olsun, insan olsun hayvan olsun bütün canlıların rızkını veren, ihtiyaçlarını gören manasına gelir. Rahîm ismi ise müminleri lütfuyla cennete kâfirleri adliyle cehenneme koyan manasındadır.
Üstadımızın bir dersinde, kâfirlerin de Rahîm ismine bir cihetle mazhar olacaklarına işaret ediliyor. Mana olarak arz edeyim:
Kâfirler için mutlak yokluğa göre, cehennemde azap çekmek bir cihetle rahmettir. Zira yine Üstad'ın ifadesiyle “adem şerr-i mahz, vücut hayr-ı mahzdır.” Cehennemde de olsa vücudun devam etmesi onlar için de bir rahmet olmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü