"Müslüman İsevîleri" ne demektir, izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Tarih boyunca Hrıstiyanlar kendi diyarında bizler kendi diyarımızda yaşarken zamanımızda gidip gelmeler ve birçok ticarî faaliyetler oldu. İslam ülkelerinden milyonlarca Müslüman gidip Hristiyan ülkelere yerleşti. Neticede yüz binlerce Hristiyan İslam’a girdi. Ayrıca pek çok Hristiyan teslise şüphe ile bakmaya başladı. Öyle ki 1980’li yıllarda Papa, "Biz Müslümanlarla aynı Allah’a inanıyoruz." (bk. Yeni Şafak Gazetesi, 29.11.2006; web sayfa erişim: 02 Ekim 2024/09:40) şeklinde açıklama yaptı.

Bununla beraber, kanaatimizce Üstad'ın bu ifadesini bütün Hristiyanların Müslüman olacakları şeklinde anlamak yerine, onların, dinlerindeki hurafelerden sıyrılıp tevhid inancına girecekleri şeklinde değerlendirmek daha doğru olur. Zira asırların ruha sinmiş tesirini birden ortadan kaldırmak çok kolay değildir. Ama onların pek çok meselede yanlış itikadlarını tashih etmeleri de az bir merhale değildir. Zaten hakiki Hristiyanlık İslam’a zıt olamaz, her ikisi de semavi dindirler.

"Hristiyan" olduğu hâlde, sıfatları "Müslüman" olanlar da bu gruba girmektedirler. Bunların bazılarının -Allahu A'lem- Müslüman olma ihtimali vardır. Fakat kendilerini açığa vurmazlar, çünkü bu şekilde daha güzel hizmet edebiliyorlar. Bunlardan bazıları zaten internette fazlaca vardır...

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.516
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Lazgin
Müslim-i gayr-ı mü'min ve mü'min-i gayr-ı müslimin manası şudur ki: Bidayet-i Hürriyette İttihatçılar içine girmiş dinsizleri görüyordum ki; İslâmiyet ve şeriat-ı Ahmediye, hayat-ı içtimaiye-i beşeriye ve bilhâssa siyaset-i Osmaniye için, gayet nâfi' ve kıymetdar desatir-i âliyeyi câmi' olduğunu kabul edip, bütün kuvvetleriyle şeriat-ı Ahmediyeye tarafdar idiler. O noktada müslüman, yani iltizam-ı hak ve hak tarafdarı oldukları halde mü'min değildiler; demek müslim-i gayr-ı mü'min ıtlakına istihkak kesbediyordular. Şimdi ise firenk usûlünün ve medeniyet namı altında bid'atkârane ve şeriatşikenane cereyanlara tarafdar olduğu halde; Allah'a, âhirete, Peygamber'e imanı da taşıyor ve kendini de mü'min biliyor. Madem hak ve hakikat olan şeriat-ı Ahmediyenin kavaninini iltizam etmiyor ve hakikî tarafgirlik etmiyor, gayr-ı müslim bir mü'min oluyor. (Mektubat'ın Üçüncü Kısmı) Barla(RNK) - 348 Buraya bakarak Müslüman isevilerden şeriat-ı Ahmediyeye tarafdar olan isevilerin kastedildiğini söyleyebilir miyiz?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Sizin yorumunuza göre onlar ehl-i necat olamazlar. Oysa Üstadımız Müslüman İsevilerin sahih bir iman sahibi olacağını ifade ediyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Lazgin
Ama ehli necat olabilmeri için Müslüman isevilerin de Kur'an' a ve Muhammed (ASM)a iman etmesi gerekmiyor mu yanlış mı biliyorum
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Müslüman ibaresi onların İslam'ı tasdik ettiğini ifade etmek içindir zaten.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
oğuzhangözüpek
ALİ İMRAN SURESİ AYET.199= Ve muhakkak ki EHLİ KİTAPTAN öyle kimseler var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene mutlaka îmân ederler. Allah'a karşı huşû duyarlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere satmazlar. İşte onlar, onların mükâfatları, Rab'lerinin katındadır. Muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir....BU hususa KUR'ANIMIZ açıkça cevap vermiş.Sanırım ÜSTADIMIZ; Müslüman İSEVİLERİ diyerek bu hususa dikkat çekmiş olmalı.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...