"O vücutta yapılan binlerce tasarrufattan, ancak bir tane insana aittir." Buradaki "bir tane" nedir?
Değerli Kardeşimiz;
Allah insana ene ile ifade edilen bir sahiplenme duygusu vermiştir. Bu duygu sayesinde benim elim, benim gözüm, benim tarlam, benim makamım diyebilmektedir. İnsana bu duygu Allah’ın mutlak isim ve sıfatlarını idrak etmesi için verilmiştir. Yani insandaki cüz’î ilim, kudret, irade Allah’ın isim ve sıfatına açılan birer pencere gibidir. İnsan bunlarla Allah’ın isim ve sıfatlarını idrak eder.
İnsan kendi cüz’î sıfatlarını ölçü alarak şöyle der: "Ben şu küçük hanemin müdebbiriyim, Allah ise bütün kâinat hanesinin Rabbidir. Ben cüz’î kudretimle şu evi yaptım, Allah ise sonsuz kudreti ile kâinat sarayını yarattı. Ben cüz’î ilmim ile şu kadar şeyleri biliyorum, Allah ise sonsuz ilmi ile her şeyi ile bilir."
İnsan sahip olduğu bu cüz’î ve farazî hatlar ile Allah’ın sonsuz isim ve sıfatlarını idrak eder. Şayet bu sahiplenme duygusu olmasa idi, insan bu mukayeseyi yapmayacağı için Allah’ın o sonsuz sıfatlarını bilemeyecekti.
İnsanın bir şeyi yapmasında ona ait olan tek şey o şeyi yapmayı irade etmesidir. İnsan cüz’î iradesi ile ister, Allah da sonsuz kudreti ile yaratır. "Ancak bir tanesi insana aittir" bu mânadadır.
Mesela hayır, çok şartların ve sebeplerin bir araya gelmesi ile vücud bulur. Bunun için de sonsuz kudret ve ilim gibi sıfatlar lazımdır. İnsan bu şartları ve sebepleri hazırlayacak kudret ve ilme sahip olmadığı için, hayırda eli kısadır. İnsanın elinden sadece dua, iman, şuur ve niyet gelir. İnsan diğer vücudî şartları tahakkuk ettirecek bir mahiyete sahip olmadığı için, hayır noktasında aciz ve zayıftır. İnsanın iradesi o kadar zayıf ve dardır ki, en basit bir fiili icad etmekten bile acizdir.
Mesela, namaz kılmak bir fiildir ve hayırdır. Namaz kılmak için bütün âza ve cihazların yerinde olması lazımdır. Secde ve rükû için hareket yapmak, vücudu çalıştırmak gereklidir. Bugün, bir kolun kalkıp inmesi için vücutta binlerce kasların ve hücrelerin çalışması gerektiğini, tıp ilmi beyan ediyor. Bir namazın kılınması binlerce şartın vücuduna bakıyor ve onların bir araya getirilmesi ile gerçekleşiyor.
Faraza namazda bin fiil varsa, bunun dokuz yüz doksan dokuzunu yaratan, bütün şartları hazırlayan Allah’tır. İnsana ait hisse ise sadece cüz’î iradesi ile namaz kılmaya meyl etmesidir, acizliğini ilan, fakirliğini izhar etmesidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü